Platon «Devlet»inde, Socrates’in ağzından, Atina
demokrasisini, başıbozukluk, kültürel sefâl’et ye
ahlâki seviyesizlikle suçluyordu. «Tedbirli ve ölçülü
davranışı, erkekliğe yakıştıramadıklarından her
yerde tenkit ediyor ve şiddetin adını kahramanlık,
başı bozukluğunkini hürriyet, ısrafınkini bonkörlük
ve edepsizliğinkini de erkeklik koymuşlardı. Babalar,
çocuklarıyla eşitmiş gibi muamele görmeye alışmış
olup yetişkin evlâtlarından çekiniyorlardı. Hocalar
talebelerinden korkuyor onları hoş tutmağa çalışıyordu.
Talebelerin ise öğretmenlere hiç hürmeti
kalmamıştı. Yaşlılar gençlerden korkmaya başlamışlardı
ve başlarına bir belâ gelmesin diye onların
keyiflerine göre hareket ediyorlardı. Bu arada
kadın—erkek eşitliğine değinmeyi bile lüzumsuz görüyorum.
Karakterler tümden iflas etmiş olup ast,
üst’e itaat etmiyordu. Millet ne yazılı kanunu ne de
âdet ve an’aneyi tanıyordu. Bütün bunlar ise diktatörlüğe
müsait bir zemin hazırlamaktaydı.