En çok "Kızıl Elma" hikâyesini beğendim. O yüzden onun üzerinden yorum yapacağım.
Hepimizin ama hepimizin fert fert hayatında illa bir kızıl elması vardır. Bu bizim için uçsuz bucaksız dev gibi kıymetli bir nesnedir, duygudur belki... Hatta atalarımız, hedeflerine kızıl elma demişlerdir. Yani hayalleri, muştuları, amaçları.
Ama onun üzerinden muhatap aldığımız insan için karınca kıymetinde bile değildir.
Şunu düşünmek elzemdir: Biz dünyalar kadar paha biçtiğimiz o kızıl elmaya hep değer verelim. Bırakalım onu değersiz görsünler.
Aynı zamanda Aytmatov'un betimlemelerine edebi diline bir kez daha hayran kaldım. Resmen edebi bir zevk...