Merhaba, yeniden bir distopya kitabına okurken aldığım cesaretle inceleme yazıyorum.
''Gördüklerini söylemeye cesaret edemeyen ama başkasının cesaretinden güç alabilenler? Bulmalıyım onları.''-syf. 173
Öncellikle kitabın 'Kara Dörtleme' olarak adlandırılan
Cesur Yeni Dünya kitaplarıyla pek çok benzerliği var. Hakan Bıçakcı da önsözünde buna değiniyor. Madem bugün cesurum, Kallokain için 'Kara Dörtleme' +1 gibi hissetsem de
Fahrenheit 451'den daha çok sevdiğimi de ekleyeyim. Distopyaların en çok kendi gerçekliğimden evrilmesine, toplumda halihazırda sorguladığım şeylere denk gelişine bayılıyorum. Bu kitapta bulduğum en temel sorum; Devlet gerçekten gerekli mi? Devlet bana neyi vadetmeli? Özgürlüğümün ne kadarını toplumsal yaşam için feda etmeliyim? Ben mi devlet içinim devlet mi benim için ?
''Devlet'in kurulmasının başlıca sebebi tam da bu değil miydi? Eğer bireyler arasında güven oluşabilecek olsaydı Devlet asla kurulmazdı zaten. Devlet'in bu kutsal temelinde bizim birbirimize karşı duyduğumuz sağlam temelli şüphe hissi vardır. Bu temeli sorgulayan herkes Devlet'ten şüphe ediyor demektir.''-syf. 107
Neyin altını en çok çizdiyse onu kaybetmiş bir toplumu görüyoruz. Birliğin yüceliğini savunurken kimsenin birbirine güvenmediği, ailelerin bağın temelini oluşturan sevgiden yoksun eve gelen hizmetçiler tarafından raporlandığı yerin altında bir toplum. Leo Kall'da bu zıtlıklar topluluğunda, enjekte edildiği kişiye tüm gerçek düşüncelerini söyletecek bir ilaç icat ediyor. Ülkesine dürüstlük hediye etmek isterken korku salıyor.
''Korkumuz büyüdükçe saldırı dürtümüz de büyüyor. Bir vahşi hayvan tehlikeyle karşılaştığı ve kaçış yolu olmadığını anladığı zaman saldırıya geçmez mi? Korku bizi ele geçirdiği zaman yapacak tek bir şeyimiz kalıyor; saldırmak. İşin kötüsü ne yöne saldırmamız gerektiğini de bilmiyoruz... ama derler ya, ya saldıran olacaksın ya da saldırıya uğrayan. İnsan yeteri kadar sık ve yeteri kadar güçlü saldırırsa kendini kurtarabilir belki.''-syf. 131
İngilizcesinin başında T.S. Eliot'un Çorak Toprak'ından şu alıntı var;
''The awful daring of a moment's surrender
By this, and only this, we have existed.''
Yani,
''Bir anlık teslimiyetin korkunç cüretkarlığı.
Bununla ve sadece bununla var olduk.''
Arada bir dizeyi yutmuş olsalar da alıntı Dünyadevleti özetler nitelikte. Her daim teslimiyet, şüpheye yer olmayan bir yer. Bireysellik asosyallik sayılır, bağ kurmak, birine güvenmek küçümsenir, aile yalnızca üreme hücresi olarak görülür, zaten çocuklar 7 yaşına geldikten sonra Devlet'in askeri sayılır. Herkes birbirinin silah arkadaşıdır.
''Devlet'in her şey olduğunu, bireyin ise hiçbir şey olmadığını biliyor ve onaylıyoruz çünkü.''-syf. 108
Hastalıklı topluma katlanabilirseniz, Leo Kall size yepyeni şeyler anlatacak, Rissen'la tanıştıracak ve rüzgarla dostluğunuzu pekiştirecek. Yani kısacası bence okumalısınız. :)