Yaklaşık 65 yıllık bir dönemi kapsayan kitabın ilk bölümünde Cevdet Bey 37 yaşında, ışık işiyle uğraşan bir tüccardır. Nigan’la yeni nişanlanmıştır. Hayattaki amacı iyi bir aile kurmak ve zengin olup seçkinler sınıfına girmektir. Siyasetten hiç hoşlanmaz. Padişahın olmadığı bir düzen düşünmez. Bu yüzden Jön Türklere karşıdır. Kitabın ikinci bölümünde takvimler 31 yıl sonrayı yani 1936’yı gösterir. Cevdet Bey çoluk çocuğa hatta torunlara karışmıştır. Bu bölümde Cevdet Bey ve etrafındaki insanların yaşamlarını, ruh hallerini, düşüncelerini, duygularını en ince ayrıntısına kadar görüyoruz. Bir müddet sonra ise Cevdet Bey’in ölümünü okuyoruz. Bu olay benim için şaşırtıcı oldu. Kitabın isminden dolayı ben Cevdet Bey’in kitap boyunca yer alacağını düşünüyordum. Cevdet Bey’in ölümünden sonra şirketin işlerini büyük oğlu Osman üstlenir. Refik tam anlamıyla rahat yaşamdan bıkarak arkadaşı Ömer’in çalıştığı Kemah’a gider. Bu bölümde Osman’ın babasından kalan şirketin işleriyle tek başına uğraştığını, Refik’in köylerin kalkınması için yapılması gerekenler hakkındaki düşüncelerini öğreniyoruz. Ömer’in kayınpederi Muhtar Bey ekseninde ise dönemin siyasi hayatına tanık oluyoruz. Refik’in bir diğer yakın arkadaşı Muhittin’in etrafında gelişen olaylar neticesinde ise Türkçülük akımının insanlara olan etkilerini görüyoruz. Kitabın üçüncü yani son bölümünde ise artık Işıkçı ailesi evlerini yıkıp yerine yaptıkları apartmanda oturmaktadır. Yani eski tarz evden yeni tarz apartman hayatına geçmişlerdir artık. Cemil ölmüştür. Perihan başkasıyla evlenmiştir. Oğulları Ahmet ressam olmuştur. Şirket artık fabrikaya dönmüştür. Ülkede askeri darbe beklenmektedir. Ancak darbe olmadan Nihan Hanım’ın vefatıyla roman sona erer. Roman boyunca İstanbul’un değişimini Işıkçı ailesinin fertleri üzerinden görüyoruz. Cevdet Bey’in anlatıldığı kısımlarda 20. yüzyılın ilk bölümüne, oğullarının anlatıldığı kısımlarda Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk zamanlarına, torunlarının anlatıldığı kısımlarda ise 1970li yılların ilk bölümüne şahit oluyoruz. Işıkçı ailesinin üç kuşağını merkeze alarak İstanbul’un değişen sokaklarını, yaşam tarzını, ülkedeki düşünce yapısını görüyoruz. Okuduğum ilk Orhan Pamuk kitabı oldu Cevdet Bey ve oğulları. Ben romanın daha akıcı olmasını beklerdim. Umduğum kadar başarılı bulmadım anlatım tarzını.

Cevdet Bey ve OğullarıOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20235,9bin okunma

·

131 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kubilay Kula