Gönderi

Hayır, hayır, bir sarsıntı demek istemiyordu olan bitene, ama beklenenin gerçekleştiği de söylenemezdi: çatırdayan, yıkılan ve yeniden kurulan bir şeydi. Bütün bu olup bitenler kendi dışında, kendi fanusunun dışında gelişiyor da, o da, bunları fanusun içinden gözlüyordu sanki: oyunun oyuncusu gibi duyumsamıyordu çünkü kendini: oynanan oyunun bir seyircisiydi o da kendi gözünde, ama degildi işte, gerçek öyle değildi: kabul etmek istemese de oyuncu kendisiydi, cevap veren kendisiydi, soru yönelten kendisiydi: evet diyor ve onaylıyordu; hayır diyor ve reddediyordu.
Sayfa 102 - KarışıklıkKitabı okudu
·
12 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.