Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

1025 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Ey huzur! Neredesin? Ivan’ın aklında mı , Dimitri’nin hazzında mı, Yoksa Alyoşa’nın kalbinde mi? Rus ve dünya edebiyatının önde gelen yazarlarından olan Dostoyevski’nin başyapıtı Karamazov Kardeşler, 1879-1880 yılları arasında çıkan bir dergide bölümler halinde yayınlanmıştır. Eser 1881 yılında kitap haline getirilmiştir. Toplam on iki kitap ve son sözden oluşan Karamazov Kardeşler, Dostoyevski'nin son eseridir ve ölümünden 4 ay önce tamamlanmıştır. Gerek sanat hayatındaki gerekse özel hayatındaki deneyimlerinin sentezi olan ve ahlaki, felsefi, siyasi ve toplumsal birçok sorunla ilgili görüşlerini içeren kitap Dostoyevski’nin yazarlığının zirvesi sayılmaktadır. Dostoyevski, kitaplarının çoğunda olduğu gibi Karamazov Kardeşlerde de kurgu, bir cinayet vakası etrafında gelişir.Diğer kitaplarından farklı olarak burada işlenen suç, baba katilliğidir. Yazarın hayatından da izler taşıyan roman, yaşlı ve zengin bir baba ile her biri farklı karakterlere sahip dört oğlundan oluşan Karamazov ailesi üzerinden suç, ceza, tanrı fikri, ahlak gibi pek çok konunun ele alındığı edebi ve felsefi bir metindir. Baba Fyodor Pavloviç Karamazov çıkarcı, cimri, kendinden başkasını düşünmeyen şehvet düşkünü biridir. İki kez evlenmiş olan baba Karamazov ne eşlerine ne de çocuklarına karşı görevlerini yerine getirmiştir. Bu yüzden çocukları ondan nefret etmekte ve içten içe babalarının ölmesini istemektedir. Esrarengiz bir cinayete kurban gidişi, hem çocuklarının hayatını alt üst etmiş hem de ülke genelinde ilgi ve merakla takip edilen bir dava haline gelmiştir. En büyük erkek kardeş Dimitri Karamazov, babası gibi tutkularının peşinden giden bir şahsiyettir. Ancak onu babasından ayıran en önemli özelliği, işlediği günahlar için duyduğu pişmanlık ve bir gün düzelebileceğine olan inancıdır. Hatalarıyla yüzleşip bütün günahlarının hatta kendi işlemediği günahların bile bedelini ödemeye hazırdır. İkinci kardeş İvan Karamazov çok zeki, karizmatik, insanlara karşı mesafeli , akılcı, Tanrının varlığı ve adaleti gibi konularda sorgulama yapmaktan çekinmeyen, kimilerine göre ateist, kimilerine göre ise agnostik bir şahsiyettir.Sadece romandaki değil dünya edebiyatındaki en etkili karakterlerdendir. Belki de bu yüzden Dostoyevski, eserinin girişinde, hikayedeki asıl kahramanın ailenin küçük oğlu Alyoşa olduğunu belirtme ihtiyacı duymuştur. Aleksey Fyodoroviç Karamazov; nam-ı diğer Alyoşa, yirmi yaşında genç bir rahip adayıdır. Genç yaşında manastıra girmiştir. Her türlü kötülükten uzak, herkesi olduğu gibi kabul edip seven ve herkes tarafından sevilen biridir. Öyle ki huysuz babası bile Alyoşa'yı kendince sevmektedir. Dostoyevski, adeta bir melek gibi tasvir ettiği bu karaktere, kısa bir süre önce şiddetli bir sara krizi sonucu kaybetmiş olduğu küçük oğlunun ismini vermiştir. Fyodor Pavloviç Karamazov'un aklî dengesi yerinde olmayan bir kadına tecavüzü sonucu gayr-ı meşru olarak doğduğu iddia edilen Smerdyakov ise ailenin uşağı konumundadır ve sara hastasıdır. Ailenin bir ferdi olarak kabul görmemesi, babasından ve kardeşlerinden nefret etmesine neden olmuştur. Batıda, özellikle de aydın kesim arasında akılcılığın, şüpheciliğin ve ateizmin çok revaçta olduğu dönemde Dostoyevski, Ortodoks bir Hristiyan olarak toplumsal ahlakın şekillenmesinde inancın en önemli unsur olduğuna inanıyordu. İnanç ile şüphecilik arasındaki mücadele 'Karamazov Kardeşler'in en önemli meselesidir.Dostoyevski, eserinde bu iki felsefeyi karakterler üzerinden karşı karşıya getirir. Ivan Fyodorovich Karamazov ve Smerdyakov karekterleri şüphecilik ve akılcılığı ; Alyoşa ile onun manevi rehberi ve akıl hocası Peder Zosima karakteri inancı ve Tanrıya bağlılığı temsil eder. Romandaki “Büyük Engizisyoncu” bölümü romanın en önemli kısmı olarak görülmektedir. Sadece bu bölüm birçok kez kitap olarak basılmış, üzerine felsefî makaleler yazılmıştır. Bu bölümün hemen öncesinde geçen isyan bölümünde İvan ile kardeşi Alyoşa arasında geçen konuşmada İvan, Tanrının bu dünyada kurduğu düzeni eleştirir. Çocuklara yönelik acımasız işkence ve ölüm hikayelerinden örnekler vererek, hiçbir suç işlemedikleri halde çocukların neden acı çektiklerini sorgular. Bu kadar kötülüğün ve acının kol gezdiği bir dünyada bunlara izin verecek bir Tanrı'nın varlığını kabul edemediğini ve onun yarattığı sisteme giriş biletini reddettiğini söyler. Ivan her türlü geleneksel ahlaki kurala da karşıdır. Madem tanrı yoktur, o halde insan her şeyi yapabilmekte özgürdür ve kendi kurallarını kendi koymalıdır. Ona göre Tanrı yoksa her şey mübahtır. Bu düşüncenin, Nietzsche'nin üstün insan fikriyle olan benzerliği dikkat çekicidir. Büyük engizisyoncu bölümünde Ivan, Hz. İsa ile Katolik düşüncesini temsil eden engizisyoncu arasında geçen kurgusal bir hikaye anlatır.Ortodoks bir Hristiyan olan Dostoyevski bu bölümde engizisyoncunun simgelediği katolik düşünceyi eleştirir. Hikayede, engizisyoncunun Hz. İsa'ya suçlamalarını ve tehditlerini dile getirmesinden sonra Hz. İsa'nın ona verdiği cevap sadece suskun kalmak ve engizisyoncuyu öpmek olmuştur. Bu, dünyadaki bütün sorunların çözümünün ve mutluluğun yegâne yolunun karşılıksız sevgi ve herşeyi olduğu gibi kabul etmek olduğunun göstergesidir. Ivan sözlerini bitirdikten sonra Alyoşa da ona hiçbir cevap vermez.Ayrılırlarken, tıpkı Hz. İsa'nın engizisyoncu'yu öpmesi gibi o da abisini öper. Çünkü Alyoşa'nın, abisinin şüphelerine verebileceği en güzel cevap yaşantısıdır. İnançla ve kaderle ilgili meseleler aklın değil kalbin meseleleridir. Bu konularda, insanın konuşmaya, aklî deliler duymaya değil inanmaya ve teslim olmaya ihtiyacı vardır. Zira bu konular akıl terazisinin çekemeyeceği kadar ağır konulardır. Nitekim İvan'ın aklı da bu kadar yükü kaldıramamıştır. Tanrı yoksa her şey mümkündür felsefesinin, babasının öldürülmesine sebep olduğu düşüncesi, İvan için derin bir vicdan azabına dönüşmüş ve en sonunda Ivan, aklını yitirmiştir. Bilge kral Aliya İzzet Begoviç, Özgürlüğe Kaçışım adlı eserinde şöyle söyler: " Dostoyevski, Ivan Karamazov 'un "Her şey mübah" felsefesini adam öldürme konusunda sınar. Bu dehşet verici tecrübede söz konusu felsefe iflas eder. Dostoyevski, sahneye şeytanı sokmak suretiyle bu felsefenin şeytanî olduğunu gösterir." Dostoyevski çocukluğunu sarhoş ve zalim bir baba ve hasta bir anne arasında geçirmiştir. Babasını hiçbir zaman sevmemiş, tıpkı Karamazov kardeşler gibi içten içe onun ölümünü istemiştir. Babasının bir cinayete kurban gidişi onda derin bir suçluluk duygusu oluşturmuş, sonrasında yaşadığı vicdan azabı, sara krizleri geçirmesine neden olmuştur. Hayatındaki dönüm noktası ise Çarlık rejimine karşı isyan suçu işlediği gerekçesiyle idama mahkûm edilmesi ve sonrasında affedilerek sürgüne gönderilmesidir. Karamazov Kardeşler hakkında yapılan yorumlarda genelde Dostoyevski'nin bu kitapta kendi kişiliğinin üç yönünü, hayatının da üç devresini anlattığı söylenir. Şöyle ki: “Karamazov Kardeşlerden Dimitri, onlara göre Dostoyevski’nin sürgünde sona eren romantik devridir. İvan, üniversite yıllarında ilgi duyduğu sosyalist yönünü, bu uğurda Tanrı inancını kaybetmek üzere olduğu yılları yansıtır. Ve Alyoşa… İşte bu karakter, Dostoyevski’nin olgun halinin, onun ulusuna ve dinine dönüşünün müjdecisidir" Kitaptaki baba karakterine kendi adını vermesinin (fyodor) nedeni belki de budur. Dostoyevski'nin eserlerinde işlediği bireysel ve toplumsal sorunlar, hayatının farklı dönemlerinde farklı bakış açıları ile ele alınmıştır. İlk dönem eserlerinde sosyal adaletsizlik, ezilen insanlar, yoksulluk gibi sorunları konu edinmesine rağmen ,sürgünden sonra daha çok metafizik konuları ele almış ve eserlerindeki karakterler genelde hakikati ve hayatın anlamını arayan, iç dünyasında büyük çalkantılar yaşayan şahsiyetlere dönüşmüştür. Karamazov Kardeşler, sadece edebiyat alanında değil felsefe alanında da büyük yankı uyandırmıştır. Franz Kafka, Albert Camus, Nietzsche , Sigmund Freud, Gabriel Garcia Marquez ve daha birçok isme ilham vermiştir. Dostoyevski'nin son eseri , bir nevi onun insanlığa bıraktığı mirasıdır.O, bu eserde tüm insanlığa huzura giden yolu göstermeyi amaçlamış gibidir. Bu açıdan Karamazov Kardeşler,sadece okunması gereken bir kitap değil hayatın değişik safhalarında tekrar tekrar okunması gereken bir kitaptır. Çünkü hayat dediğimiz bu yolda farkında olmasak da kimi zaman İvan'ın, kimi zaman Dimitri'nin, kimi zaman da Alyoşa'nın koluna gireriz. Dostoyevski'nin bu muhteşem mirası bize yolun sonunu gösteren işaret levhası gibidir.
Karamazov Kardeşler
Karamazov KardeşlerFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202334,5bin okunma
··
1 artı 1'leme
·
2.878 görüntüleme
L. G. okurunun profil resmi
Hocam Rus Edebiyatı'nda ilk akla gelen isim
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
İnşallah yazın
Karamazov Kardeşler
Karamazov Kardeşler
ve
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
'yı tekrar okumak istiyorum. Tekrar tekrar okunmayı hakeden eserler.
Hülya okurunun profil resmi
Okuyalım inşallah ,ben de
Suç ve Ceza
Suç ve Ceza
'yı birlikte okumak istiyorum.
L. G. okurunun profil resmi
Hocam
Karamazov Kardeşler
Karamazov Kardeşler
özledikçe özet tadında yazdığınız bu incelemeyi açıp okuyorum. Hele de bu günlerde
Fyodor Dostoyevski
Fyodor Dostoyevski
'ye hayranlığım artıyor
Budala
Budala
'da eşsiz bir eser.
Hülya okurunun profil resmi
Allah razı olsun hocam, Dostoyevski okumak bir ayrıcalık ☺️
L. G. okurunun profil resmi
Ben kitabı henüz bitiremedim. İnceleme gerçekten muhteşem olmuş. Kaleminize emeğinize sağlık. Kitabın bu kadar muhteşem olduğunu tahmin etmemiştim. İyi ki okuyorum...
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.