"Şu şöyle olmuş bu böyle olmuş din doğmuş" gibi uyduruk mantıkî muhakemeyi esas alıp onunla saçma sapan "dinler tarihi" diye gûya ilmî açıklamalar yapan ve ille de İslâm'ı kendi salak kurgusuna oturtmaya çalışanlara
İmam-ı Rabbânî Hazretlerinin ağzından deriz ki:
- "Allah Resûlü'nün Hak'tan getirdiği ve bildirdiği şeylerin hepsi, bütün hâlinde bedahet ifâde eder ve hiçbir delile muhtaç değildir. Allah'ın vücudu, birliği ve Peygamberinin doğruluğunu idrak kuvvetinin mânevî marazlardan ve kötü illetlerden uzak olduğu nisbette bedahete yaklaşılır. Bedahete yaklaştıkça da fikir ve delil kıymetten düşer, lüzûmsuzlaşır. İdrak kuvvetinde, fikir, nazar, delil ve ispat, nacak illetin vücudu ve marazın tezahürü zamanında olabilir."