Gönderi

Şehrin çorak kalmış ilim ve fikir tarlasında, parlamasiyle sönmesi bir olan günübirlik şöhretler gidip gelirken, her soluğunda bir hakikat mahşerinin velvelesini getiren, her bakışında sonsuzluk zevkinin kokusunu taşıyan, her tavrında bin bir sırrın yakasını açan ulûlar... Onların vasfında dil tutulur , kalemler kırılır, mürekkepler tükenir, gene de insanoğlu bunları söylemek, anlatmak, beyân ve tafsile geçmek için tek adım atmamış sayılır. Amma gene insanlar arasında bir kaafile vardır ki, onları kınamak, onları taşlamak, onları bühtan kamçısiyle rencîde etmek için yarışta ve savaştadır.
·
89 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.