Kahraman olmayı beklemenin hikayesiÖncelikle kitapta eleştirdiğim kısım ile başlayayım.Zaman çok ama çok hızlı ilerlemesine rağmen olaylar çok yavaş gelişti gibi geldi.Geçen onca zaman içinde daha fazla şey anlatılıp daha detaylı olabilirdi belki.Merak ettiğim bir kaç şey oldu.Mesela hoşandığı kıza, annesine ve kardeşlerine ne oldu?Kitabın sonunda da "ee sonra?" demiş olsam bile genel olarak bende merak uyandıran ve sıkmayan bir kitap oldu.
Hepimiz gibi, kendine göre hayalleri olan genç subay Giovanni Drogo, Bastiani Kalesi'ne gider gitmez yaşadığı hayal kırıklığı ile oradan başka bir yere tayin olmak ister. Komutanı ile ters düşmemek için orada 4 ay geçirmesi gerekmektedir. Geçirdiği dört ayın sonunda Drogo kandırıldı mı, kandırılmayı mı tercih etti? Bu sorunun yanıtını ben bulamadım :) Aynı koşullar altında olan ve özellikle tecrit edilmiş yerlerdeki insanların birbirlerine daha çok bağlandıklarını düşünürdüm hep. Dorogo'nun arkadaşlarına, üstlerine karşı her zaman açık sözlü oluşu ve bunun karşılığında yaşadığı hayal kırıklığı beni de üzdü :(
Kitabın başından sonuna kadar "Acaba bundan sonra ne olacak?" duygusunu yaşadım. Hem sonunu bilir gibiydim hem de farklı bir şeyler olacak gibi hissettim. Herkese ve her şeye rağmen koskocaman bir yalnızlık serüveniydi benim için.Kitabın kapak resminden de etkilenmiş olabilirim ama yazarın betimlemeleri ile Giovanni Drogo ile Bastiani Kalesi'nde uyudum, uyandım, nöbet tuttum ve bekledim. Neyi bekliyorduk? Neden bekliyorduk sorguladım.Kitabın sonlarına doğru cevabımı aldım. Diyordu ki Drogo éKalanların hepsi bir şeyler ümit ederek kaldı" Peki neydi ümit ettikleri?
Buna cevabım yazarın bir cümlesi ile olacak : Üstelik herkes kahraman olmak üzere doğmaz ki."