Kitap 8 farklı öyküden oluşuyor.
- Bu büyük adam kimdir?, adlı öykünün beni güldürdüğünü ve bazı şeylerin dışarıdan göründüğü gibi olmadığını, hayatın yanılsamalarla dolu olduğunu hatırlattığını söyleyebilirim.
- Hiç, adlı öykünün trajikomik bir yanı var. Ama öykü genelinde hayatın o yorucu, karmaşık, zorlu halinde bile bir sevgi ışığının insanın ruhuna nasıl iyi geldiğini işlemesini sevdim.
- Kediler, adlı hikaye bana ‘Aile arasında’ adlı filmin ilk kısmını anımsattı. Kadınları kocalarından bıkmış, kocaların ise alıngan ve karılarından ilgi isteyen bir hale bürünmüş yapısını anlatmış. Sonu güzeldi :)
- İki Yüz Elli Kuruşa Bir Asır, adlı hikayede üzüldüm. Günümüzde de buna benzer doğayı para uğruna yok etme örnekleri mevcut olduğundan yabancı gelmemesi daha da üzdü.
- Düğün, adlı hikaye özellikle bazı bölgelerimizde genç kızların yaşadığı haksızlığı gözler önüne seriyor ama ne yazık ki bu da bize yabancı gelmiyor.
- Arlezyalı, adlı hikayede bir gencin aşkı uğruna kendine yaptıklarını okuyoruz. Bilmiyorum bana mı saçma geliyor ama bir insana bu kadar bağlanmayı anlayamıyorum.
- Pandomima, adlı öykü bir önceki öyküye benzer. Sevdiğine kaptırma öyküsü. Sonu yine hüsran.
Bir öykü daha var ama daha çok şiirseldi.
İyi okumalar.