Gönderi

Gerçekte bir sistem hayata hakim kılınmak isteniyorsa, onun bağlılarına siyasetin gerekli olduğunu anlatmaya lüzum yoktur. Ancak, ülkemizde hakim kılınan düzenin ve çirkinliği ile temayüz etmiş politikacı tipinin insanımız üzerinde bıraktığı tesirle, siyasetin menfi mânâsı, gerçek mânâsı olarak karşılanır olmuştur. Bunun neticesi olarak da, kendi inandığı sistem doğrultusunda siyasî mücadele vereceği zaman ve şartları kollama şuuru yerine, siyasete karışmayarak, inanç ve düşüncesini çirkeften koruma fikri yerleşmiş, kötünün iyisini tutma -ehveni şer-, veya siyaset dışı kalma şuursuzluğunda kemikleşmiştir. Bugün hâlâ düzen partilerini destekleyen, kendisi üzerine yapılan siyasetin kabul edicisi olduğunu farketmeksizin siyaset dışı kalmayı AYDIN İNSAN olma zanneden tipler, o çizginin devamıdır. Din ve dünya işleri ayrıdır yutturmacasını kabul etmezken düzen (ve rejim) değişimi sözkonusu olduğunda siyasetin gerekliliğini reddetmek, kendiliğinden din ve dünya işleri ayrıdır tekerlemesini kabul etme mânâsını taşır.
·
93 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.