Seriyi okuyanlar bu kitap için çok sıkıcı, en kötü kitaplardan biri falan dediği için sıfır beklentiyle başlamıştım. Belki de o yüzden baya beğendim. Bence özellikle ikinci yarısı oldukça tempolu bir kitaptı.
Komikli spoiler olabilir. Bir şey de söylemedim aslında okuyabilirsiniz ya, pek spoiler yok. Yine de aşırı hassassanız okumayın bari.
Kitap, Almoth Ovası civarından Rand’ın ve Tar Valon’dan diğer kahramanlarımızın Tear’a doğru belli sebeplerle yolculuğunu, kitabın sonunda ise Tear’da, Taşın Yüreği’nde yaşanan cümbüşü konu alıyor.
Tear’da Callandor var. Yani Zaman Çarkı evrenindeki Excallibur. Parıl parıl bir kılıç. Kılıç olmayan kılıç. En güçlü sa’angreallerden biri. Bu kılıçı sadece Yenidendoğan Ejder oradan alabiliyormuş. Rand Callandor’un peşinde. Artık emin olmak istiyor. Ejder bensem diyor, Callandor’u istiyorum diyor. Madem Ejder’im, o zaman çekerim Callandor’u yenerim Karanlık Varlık denen ib’lisi diyor.
Tabi Aiel’ler durur mu, onlar da Şafakla Gelen Tear’da görünecek diye ulelek ulelek diyerek çatılarda gezinmeye başlıyorlar.
Bu sırada Terkedilmişler de yavaştan kurtuluyor zincirlerinden. Her an her yerde olabilirler durumu var. Allah’ım esirgesin tehlikeli varlıklar. Gerçi Rand İkinci Kitapta Karanlık Varlığı tokatlamıştı bunlardan ne olur diyebilirsiniz. Sahi tokatlamış mıydı?