Kitaba Üsküdar'ın arka sokaklarında bulunan bir kitapevinin önünde rastladım. Kitabın arkasını okuduğumda bu kitabı okumak istememe sebep olacak cümle; şair oğulun babasına sevgisi ve tiksintisi oldu. O an çok merak ettim bir insan nasıl hem tiksinir hem de sevebilir? Anlamlandırabildiğim bir durum değildi. Kitapta şair Samet çevresinde olan olayları kendi iç dünyasıyla birlikte aktarıyor. Yazar Sametin yaşadığı buhranlığı, duygusal ikiliği, kendini anlamlandıramayışı, bir şeyleri açıklarken kullandığı benzetmeleri o kadar güzel anlatmış ki, Sameti anladım hatta kimi zaman Samet ben oldum. Kendimde fark edemediğim görmezden geldiğim durumlara da çok güzel ışık tuttu. Aslında sadece Samet değil Samet'in çevresini de bir süre sonra anlayabilmeye başlıyorsunuz. Babası, annesi, kardeşi, Ceyda ve daha nice karakterleri, tipleri anlayıp onların duygularına ortak oluyorsunuz. Kitapta en derinlerimde hissettiğim duygu ne oldu diye baktığımda çaresizlik duygusunu iliklerime kadar hissettiğimi söyleyebilirim. Hem sevip hem tiksinmek ne kadar zor bir durum, o arada kalmışlık insanı delirtecek cinstendir. Kitapta beni en çok üzen durum da Samet'in babasının diyetini ödemeye çalışması. Babasını hem örnek alıp hem ondan kaçması aslında o arada kalmışlığın da çok güzel bir örneği. Yazara bu güzel anlatımı için teşekkür ederim. Okumak isteyenlere de tavsiye edeceğim türden bir kitap.

KonsomatrisMurat S. Arslantürk · Librum Kitap · 201711 okunma

·

49 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

jacop santiago