Bu kitaba BA YIL DIM. Bu aralar okuduğum en farklı, en iyi yazılmış kitaptı. Hem de bunu daha kitabın başlarındayken fark ettim. Kitabımız, 1960’lı yıllarda geçiyor. Elizabeth Zott bir kimyagerdir. Sorun şu ki, kendini bu şekilde gören tek kişi o. Erkek meslektaşları onu sırf kadın olduğu için kimyager olarak görmezler, ona sekretermiş gibi ya da evde oturup ‘ev hanımlığı’ yapması gerekiyormuş gibi davranırlar. Hakkını vermezler, potansiyelini görmezler, çabalarından ve çalışmalarından faydalanmaya çalışırlar ve daha başka bir sürü şey. Ta ki başka bir parlak kimyager olan Calvin Evans ortaya çıkana ve Elizabeth’in gerçekten yapabileceği her şeyi görene kadar. Hayat bu ikiliye beklenmedik bir yol çizer ve birkaç yıl sonra Elizabeth bir şekilde televizyondaki bir yemek şovunun sunuculuğunu yapmaya başlar. Ancak kalbinde hâlâ gerçekten bir kimyager olarak görülmeyi arzuluyordur. Güçlü kadın karakterleri çok seviyorum. Elizabeth Zott o kadar güçlüydü ki. Zorluklar karşısında hiç yılmadı, hep korkusuzca davrandı. Başkalarının kendisi hakkında söylediği hiçbir şeye aldırmadı, doğru bildiği şeyi yaptı. Elizabeth Zott, gerçek bir kahraman. Bu kitapta kalbimi ısıtan tek karakter Elizabeth değildi. Yardımcı karakter kadrosuna bayıldım. Calvin, Mad, Harriet, Walter, Dr. Mason, Wakely ve diğerleri. Altı Buçuk’u unutmadım, ilk kez bir köpeğin bakış açısından sahneler okudum. Altı Buçuk, sen benim favori köpeğimsin. İlginç bir yazım dili vardı ama okurken alıştım ve sevdim. Bazı kısımlara gülmekten kendimi alamadım. Genelde bir kitabı hemen bitirmek için sabırsızlanırım ama bu kitabı bitirirken hiç bitmesin istedim. Okuduğum en güzel kitaplardan birisiydi, güldürdü, düşündürdü, çok farklı duygular hissettirdi. Şiddetle tavsiye ediyorum, kendinize bir iyilik yapın ve bu kitabı okuyun.

Bir Kimya MeselesiBonnie Garmus · Altın Kitaplar · 20232,086 okunma

·

117 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Eylül