Francis Bacon 'nun ütopyası ile karşı karşıyayız.
Kimsenin bilmediği bir ülke ve bu ülkenin her ülkeyi bildiği bir düzen...
Her şeyi gören göz...
Kendi düzenleri için dış dünyaya adamlar gönderip oradaki bilgileri ve yeni icatları ülkelerine haber vermesi gereken ajanlar veya şövalyeler diyelim.
Sömürgecilik...
Her ütopya bir gerçekten yola çıkılarak hayal edilir ve her insan kendi zihninde bir ütopya oluşturup onu yaşar. Kimileri de bunu kağıda döküp insanların okumalarına vesile olur.
Kitabı okurken yazarın 16. yüzyılda Avrupa'da değişen sistemle birlikte gelişmeye başlamasının ayak seslerini duydum. Aynı zamanda Avrupa ülkelerinin sömürgeye ne kadar aç ve istekli olduklarını da hissettim. Yeni ülkeler keşfedip o ülkelerdeki zenginlikleri kendi ülkelerine getirerek sömürdükleri halkları aslında hiç de düşünmediklerini biliyoruz. Ama nedense her Avrupalı gibi yazarımız pozitif bir izlenim veriyor. Ve anlıyoruz ki "kalem kılıçtan keskindir." Kılıcın giremediği topraklara kalemle girmesini bilenler her daim başarılı olmuşlardır.
Ayrıca bolca Hristiyanlık dininin övülmesiyle de karşı karşıyayız.
Kitabı okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.
Yeni AtlantisFrancis Bacon · Kapra Yayıncılık · 20212,522 okunma