Allah kimsenin başına Nihal gibi evlat/ üvey evlat vermesin!
Kitabın servet-i fünun eseri olması, dönemin yaşantısını İstanbul’unu çok iyi yansıtmasını falan geçiyorum. Herkes çok beğeniyor tamam. Benim eleştirim bundan ziyade karakterlerle ilgili. Hepimiz gerek diziden gerekse kitabı okuyarak yeri geldi Bihter’in eşine sadık olmamasından dolayı ona kızdık. Yada yeri geldi Behlül’ü amcasının imkanları bırakıp aşkına sadık kalmamasından dolayı bencil bulduk. Ama Nihal bence asıl bencil olan o. Kitabın adı bence Nihal’in ergenliği falan olmalıymış. Kitabın şuan yarısındayım ve Nihal’in aptalca şımarıklıklarından, herhangi bir olayda ilgi çekme çabalarından gına geldi. Bülent, Behlül, Adnan Bey, Beşir, evdeki hizmetçiler bile hepsi kendinin olsun isteyen, istedikleri olmayınca krizlere giren, babasının kendine olan zaafını kullanan, annesiz oluşundan çıkar sağlayıp sürekli kendini acındıran bir kızdan bahsediliyor. Yaşanan ihtiraslarmış, imkansız bir aşkmış, ihanetmiş falan hepsi Nihal’in arsız inatçılığının ve ergenliğinin gölgesinde kalmış. Babasının evlenmesine, Bület’in okula gitmesine, hizmetçilerin memuriyet kazanıp gitmelerine bile sırf kendi yalnız kalırım korkusuyla izin vermek istemiyor. Yalnız kalmamak için çevresindeki herkesin ona bağlı olmasını asla hayatlarını yaşamalarını istemiyor.