Gönderi

302 syf.
·
Puan vermedi
·
23 saatte okudu
Sapır sapır dökülen bir dünyada yaşamanın azabı
"Gidecek hiçbir yerim yok. Ben daima dört yol ağzındayım. Hatta kendi evimde bile…" Allah kimseyi kendi evinde dört yol ağzında hissettirmesin. Bitmemiş bir kitaba ben ne diyeyim. Müthiş bir kurgu okudum diyemem ama çok iyi paragraflar, düşünceler okudum. Burası için bile okunur cinsinden. Bir kitabın tamamını 'alabilen' insanlardan olmadığım gibi öyle bir kaygım da yok. Selim ve Leyla denklemini okumaya değdi mesela. Ya da Türkiye'nin ve dünyanın gidişatı hakkındaki tespitleri okumaya değerdi. Hatta bazı tespitleri iyiden bile iyiydi. Tanpınar benim yakın hissetmediğim ama inkar etmediğim bir yazar. Bununla ne kastettiğimi ben de bilmiyorum tam olarak. Sevmiyor değilim ama varlığını da aramıyorum. Kapaksız bir kitapta okusam bilirim o olduğunu galiba. Bir Yaşar Kemal okumayı özlemek gibi değil ama X yazarına tahammül etmek gibi de değil. Bir de kitabın son cümlesi var: Sapır sapır dökülen bir dünyada yaşamanın azabı. "İnsan insana tahammül edemez. İnsan insana muhtaçtır. İnsan insana yüklenir, insan insanla yaşar. Bütün felaketimiz ve tezatlarımız burada. Daima birbirimizle haşır neşiriz ve birbirimize bir türlü tahammül edemeyiz. Allah'ın başlıca vazifesi de bu değil mi; aramızda üçüncü sıfatıyla bulunması için değil mi?" "Leylâ bana yetiyordu. O benim sonsuz imparatorluğumdu... Onunla meşguldüm, güzelliğini bir gökyüzügibi sayıyordum. Burada bu var, burada bu var diye... Küçük bir kadın... Her kadın gibi bir kadın. Fakat bana yetiyordu. Beni aşıyordu." "Selim’le her an korku içinde yaşardım. Her an yüreğim ağzımda... Selim’in susmaları... Daima mazlum, daima şüphe içinde... Ve daima mahpus. Zavallı Selim... Şimdi ki hürriyetini verdim, acaba yine öyle azapta mı?"
Aydaki Kadın
Aydaki KadınAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 2015930 okunma
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.