Gönderi

Evet bende inanıyordum bu adamların partiyi kapatmak istediklerine ve kapatabileceklerine. Peki, kim bu adamlar? Devlet yetkilileri mi? Eğer öyle ise aynı adamlar partinin kurulmasını mümkün kılan şartlara hakimiyeti bulunan kimselerdi. Yani bu adamlar isterlerse şöyle, istemezlerse böyle mi oluyordu? Kişi kişi tanımak mümkün müydü bu adamları? Hem sonra devlet yetkilileri birer "ölümsüz" olmadıklarına göre, değişebilen kişilerdi. O halde bu adamlara bariz ve belirli nitelikler veya sıfatlar yakıştırmakda mümkün değildi. Ama yine de vardı bu adamlar, üstelik bu adamların farkedilebilir özellikleride vardı: Bu adamlar "opaque"tılar, kesif, nüfuz edilemez, her türlü saydamlıktan yoksun, kendilerine söz verilemeyen, başlarına yemin edilemeyen adamlar. Daha da korkuncu, hepimizin içinde bu adamlardan vardı. Ne zaman, haklı itirazımızı yapmaktan geri dursak, ne zaman mezalimi görmemek işimize gelse, ne zaman "Âlemin enayisi ben miyim?" diye düşünsek, ne zaman ilerideki mühim ve büyük iyiliklerimiz adına hemen önümüzde duran önemsiz ve ufak tefek kötülüklere rıza göstersek hepimiz bu adamlardan oluveriyorduk. Ne yapıp yapıp bu adamlarla savaşılmalıydı. Bu adamların yapabilirlik alanı daraltılmalıydı. Bu adamların borusu bu kadar çok ötmemeliydi.
Sayfa 45 - TİYO Yayınları XIII. BaskıKitabı okuyor
·
21 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.