Gönderi

177 syf.
7/10 puan verdi
Ortada Olmayan Para
Hiç bir hikaye yazmaya çalıştınız mı? Peki hikaye yazılmaya nasıl başanır biliyor musunuz? Aklınıza üzerine yazılacak güzel bir konu gelir bazen, anlatmak istediğiniz bir şey vardır. Bunu bu hikayeyle güzel anlatabilirsiniz. Hikaye konusu bulmak çok güzeldir aslında, çünkü aslında hikaye yazılmıştır orada. Geri kalan tek şey başına oturup yazmaya başlamaktır. Ancak yazarlar bunu yapmaya başladıkları zaman farklı bir dünya ile karşılaşır. Hikayeler bir yerden sonra yavaş yavaş yazardan kopmaya başlar. Yazar, hikaye üzerinde oynadığı tanrıcılığı kaybeder, o ana kadar yarattığı hikaye karakterleri, artık yazar öyle istediği için değil de, karakterleri gereği öyle davranmaya başlarlar. Bu durum yazar için çok gariptir. Bu noktada ya gerçekçilikten vazgeçip saçmalamak zorundadır, ya da yazmaya başladığı hikayeyi seyretmeye başlamadılır. Çünkü bir yerden sonra hikaye artık oturmuştur, yazarın planları eğer hikayenin kendi gerçekliğinin dışındaysa gerçekleşmez. Bununla beraber yazar dünyanın o kadar içine girer ki başta planlamadığı halde çok farklı konulara değinebilir. Yan karakterleri anlatabilir, fazladan olaylar ekleyebilir. İşte bu nokta, hikayenin sağlam olduğunu gösteren bir noktadır, çünkü yazılan hikaye o kadar gerçekçidir ki kendi gerçekliğinden ödün vermez ve yazar aslında gerçekten tüm bu olanların içindeymiş gibi sadece parmaklarıyla yazar. Hikaye, kendini sürüklemeye devam ettirir. Eğer hikayenin böyle sürdürülmesine devam edilirse ortaya muhtemen güzel bir şey çıkar ve yazar yavaş yavaş istediği mesajı hikayeye yedirir. Ancak mesaj kaygısı hikayenin gerçekliğinden öteye geçerse hikaye gerçekliğini kaybeder, mesaj göze vurulduğu için yapmacık olur, ve hikaye berbat olur. Bunları anlatmamın sebebi Dostoyevski'nin böyle yazdığını düşünmem. Keşke bugün yaşasa da öğrenebilsem bu romana nasıl başladığını ama ortaya bu romanın çıkacağını bilmediğine eminim. Özellikle babaannenin geldikten sonra kumar oynaması olayı kesinlikle çok güzel yazılmış. Romanda ne kadar bazı şeyler gereksiz duruyor gibi gelse de hikaye akışına o kadar uygun ki roman aktı gitti. Üstelik kumar gibi bir öğeyi içinde barındırmasıyla heyecan faktörünü de dibine kadar yaşattığını söylemek mümkün. Roman gerçekten de çok güzel akıp gidiyor her sahnesiyle. Siz çalışanınıza üç parça işten sonra maaş verirseniz çalışanınız her zaman üç parça iş yapar ve maaşı bekler. Eğer 3 saat çalıştığı zaman maaş verirseniz bu sefer 3 saatin sonunda bekler. Ancak eğer siz çalışanınıza rastgele aralıklarla maaş verirseniz çalışanınız sürekli olarak çalışacaktır. Kumar da aslında böyle çalışır. İnsanın beyninin ilkel ödül sistemini suistimal eder ve insanları kendine kitler. Büyük paralar kazanmak gerçekten zor ve nadirdir kumar oyunlarında. İş ilginçtir ki kaybetmek çok kolaydır. Çünkü kazanması gereken bir kumarhane vardır ortada ve hiç bir işletmenin işini şansa bırakmayacağı gibi kumarhaneler de şansı insanlara gösterirken (arada bir büyük paralar kazandırmak) kendi kazançlarını işin şanssız kısmından kazanırlar. Hikaye alttan alttan kumarı bu kadar güzel işlerken ilginç bir aşktan bahsetmiş. Ben her hikayeye aşk katılmasından nefret ederim ve kadınların bir eserdeki tek işlevinin falancanın sevgilisi/sevdiği olması konseptinden her zaman tiksinmişimdir. Her ne kadar benzer bir durum varmış gibi gözükse de ve rasyonel olarak açıklayamasam da kendi irrasyonel davranışlarıyla beraber Polina ve bu aşk bana bu kadar da tiksindirici gelmedi. Kitabın içindeki şaşırtıcı faktörlerden biri gibiydi her zaman. Bu da yetmeyip kitap kendine ait olmayan şeyler üzerinden geçinen insanları da çok güzel işlemiş. Aslında aklınıza hemen general gelse de Marki karakterinin de tam olarak yaptığı şeyin bu olduğunu fark etmek mümkün. Kendini sürekli kumarhaneye geri dönerken bulan başkahramanımız da aslında kumarhaneye adım atarken kazanacağını hissettiği paraları kendinin gibi sayıyor. Ve az sonra kumarhaneye gidip tüm parasını kaybedecek olan babaanneden de bahsetmek mümkün. Ortada olmayan bir para var, fakat bu para neredeyse herkesin. Sonunu her ne kadar mantıklı bulmasam ve beğenmesem de akıl dışı davranışlar akıl dışı karakterlerden geldiği zaman gerçekçiliğin dışına çıkılmadığını bilmek gerekiyor. Bu tür güzel karakterleri de her yazarda bulamayız diyorum ve kitabı herkese tavsiye ediyorum. İlginç şekilde kitap insanın kumar oynatasını getiriyor. Eski bağımlıysanız lütfen dikkatli olun.
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202369,3bin okunma
·
17 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.