Gönderi

·
Puan vermedi
Spoiler içerir
Siddharta romanına baktığımızda genel olarak bir çatışma durumu görürüz. Siddharta önce babasıyla bir fikir ayrılığı yaşar. Daha sonra Samanlarla. Govinda ile birlikteyken Buddha ile karşılaşır ve burada da fikir ayrılığına düşer. Kent yaşamına dahil olur ancak bir süre sonra burası ile de çatışır. Kentten ayrılır. Yürüdüğü ve hiçbir öğretiye dahil olmadığı kendi yolunun sonunda, Siddharta aslında dünyanın karşıt duyguların , olayların, kişilerin bir bütünü olduğunu fark eder. Dünya ile birlikte zamanın da geçmiş-şimdi-gelecek olarak karşıtlıklardan meydana geldiğini keşfeder. Siddharta bir gün dostu Govinda ile karşılaşır. Bilgeliğinin sırrını kendisinden isteyen Govinda ’ya Siddharta şunları söyler: “Bilgi bir başkasına aktarılabilir, bilgelikse hayır. Bilgelik keşfedilebilir, bilgelik yaşanabilir, bilgelik el üstünde taşıyabilir insanı, bilgelikle mucizeler yaratılabilir ama bilgelik anlatılamaz ve öğretilemez.”(s. 139) Romanın yazarı Herman Hesse’nin hayatına ve diğer eserlerine baktığımızda ise aslında Siddharta ile ne kadar benzer olduğunu görürüz. Herman Hesse’de, Siddharta gibi topluluğu, durağanlığı, uyumu değil bunların tersini aramıştır. Siddharta, herkesin yürüdüğü yoldan değil kendi yolundan yürümek ister. İçinde yaşadığı topluma mesafeli olur ve “çocuk insanlar” tabirini kullandığı diğer insanlara alaycı bir şekilde yaklaşır. Herman Hesse’de yaşadığı toplumdan bilinçli olarak kendisini uzaklaştırır. Herman Hesse bireysel sıkıntılarının, bunalımlarının çözümünü Doğu felsefesine yönelmekle bulmuştur. Çoğu eserinde kişinin kendisini bulmasını, çocukluk yıllarından itibaren olgunlaştığı zamana kadar yaşanılanları anlatmıştır.
Siddhartha
SiddharthaHermann Hesse · Can Yayınları · 202038,2bin okunma
·
372 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.