Asırlardır İslam geleneğinde yüce bir ahlaki değer olarak yerini koruyan iffet erdemi, diğer ahlaki ilkeler gibi kaybolmaya yüz tutmuş gibidir. Kültürümüzde yaygın olarak kullanılan Afife ve iffet gibi manidar isimleri ise artık hiç rastlanmamaktadır zira bireysel özgürlük adına sınır tanımayan ve bütün değerleri hiçe sayan çağcıl zihniyet, kuralsız ve ölçüsüz yaşamaya müsaade etmeyen iffeti dışlamayı öngörmektedir. Halbuki bu şekilde yaşamak kişiyi özgürleştirmez, bilakis nefsinin kölesi olarak yaşamaya mahkum eder. Nefsinin istekleri doğrultusunda yaşayan insanı durduracak hiçbir şey yoktur. Geçici hazlarla tatmin olamayacağı için mutluluğu bir orada bir burada arayarak geçer bütün hayatı. Ahlaki ve Ruhi bakımdan çöküntüye uğrayan, iç huzuru yakalayamayan bu kişi, toplumun bekasını da tehlikeye sokar. Bu tür kişilerden meydana gelen Bir toplumun sağlıklı olamayacağı da açıktır. Zira herkesin sınırsızca kendi çıkarları peşinde koştuğu bir ortamda hak, adalet, hoşgörü güven ve dayanışma gibi topluma ayakta tutacak temel ilkelerden bahsedilemez. Allah Resulü, "Allah Bir toplumun bekasını ve gelişmesini dilerse onları hoşgörü ve iffette rızıklandırır." sözüyle bu gerçeği ortaya koymaktadır.