"Galatasaray Lisesi’nin önü, “devlet dersinde öldürülenler”in sayısı arttıkça, her cumartesi daha da kalabalıklaştı. Annen, karın, baban ve daha niceleriyle
her hafta fotoğrafının arkasında oturdum. Delikanlılıktan yetişkinliğe geçtiğinde, eşini bulup aynı dala konduğunda, birileri sırtına bir çatal saplamış, tabağından sekemeden yakalanmıştın... Yaka paça
götürüldüğünden bu yana yirmi üç yıl geçti Hüseyin... Kahvaltıların mutlulukla ilişiğinin kesildiği o sabahtan beri, saçılmış o zeytinleri kimse toplamadı, öyle sofralar bir daha hiç neşeyle kurulmadı. Beni soracak olursan, senden sonra boynuma hiç fotoğraf makinesi takmadım."