Gönderi

Uyandığım zaman, günün ilk ışıkları odanın içine yayılmıştı ve telefon hâlâ çalıyordu... Açtım; yeryüzünün en tatlı sesi: — Hello mister Mayk, diye konuştu. Hatırladınız mı beni?... — Seni unutmağa imkân var mı?...diye sırıttım. Seni bir gören, ömrünün sonuna kadar unutamaz... Ne var ne yok bebek?... — İyilik Mayk... diye tatlı tatlı konuştu Cecilia; neler yaptınız bakalım dünden beri? — Bazı ufak tefek işler gördüm, ehemmiyetsiz şeyler... — Ya bu akşam Mayk?... — Bu akşam, emrinize amadeyim güzelim... Zaten söz verdim sana... Kaçta buluşuruz Cecilia!... — Kaçta mı?...Dur bakayım Mayk, saat 20 iyi mi?... — İyi ya... Tam 20'de şu halde... Nerede buluşuyoruz?... — 42'nci sokakta sakin bir yer biliyorum... Orada buluşalım; "The Cabin.." de. Saat tam 20'de bekleyeceğim seni... Tamam mı?... — Tamam Mayk... Saat 20'de o halde...
Sayfa 38
·
43 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.