Gönderi

Haydi
İdealize ettiklerinizin bağımlılığını yaşıyor olabilir misiniz? Soru, sizi direkt okumaktan alıkoyabilir. Haklısınız. “Bağımlılık” gibi zihnimizde birtakım olumsuz algıları olan kelimeler, ilkel benliğimiz dürtüyor: “Savaş, hadi savaşsana..” “Savaşmayacaksan, çabuk uzaklaş..” Çünkü “normal” olan bağımsızlıktır. Kendi kendine yetebilmek, muhtaç olmamak, ayrılabilmek, bırakabilmektir.. Kabul edebilim; bu tanımların hepsi öğrendiklerimizin, inançlarımızın, deneyimlerimizin yansıması. Oysa hayatta değişmez, mutlak kurallar bütünlüğü yok. Kırılganlıklarımız var. Zaaflarımız var. Kabuklarımızda çatlaklarımız var. Yoksa da kabukların bizi baskılayan, can yakan sınırları var. Nihayetinde, aynı noktaya geliyoruz. “İdeal” olarak kabul ettiğimiz ve idealleştirdiğimiz her şeye bağımlı bir yaşam sürmeye çabalıyoruz. Çabamızın odağı, bizden uzaklaştıkça ise kendimizi duyamaz, göz önündekini göremez oluyoruz. “Kabul etmek” çok kitabi ve klişe geliyor, öyle değil mi? Aslında, sevmek gibi, özgürlük gibi, bütünleşmek gibi.. Bilinmeyen hali ile birlikte yaşamaya başlamak. Haftaya idealize ettiklerimizi bir kenara bırakıp, bilinmezleriyle denemeye değer olanları gündeme alarak başlamaya, var mısınız?
·
33 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.