Kinyas ve Kayra… Uzun zamandır okuyacaklarım listesindeydi edindiğim ilk fırsatta listenin başına alıp okudum . İyi ki de yapmışım.
Kitabı okurken kendimi iyice kaptırıp sinirlendiğim ve mesleki kimliğimi ele verdiğim pek çok sayfa oldu. Sonra bir an durup; benzer hayatların mevcut olması çok olsa bile “bu kurgu ve sen Kinyas ve Kayra’yı kurtaramazsın Kader” dediğim anlar oldu.
Kitabın içeriğine geleceksem; Hakan Günday’ın ilk romanı. Başkarakterler Kinyas ve Kayra. Zihinsel ölümlerini gerçekleştirmek için ailelerini bırakıp Afrika’ya giderler. Sekiz yıl süren bu serüvenleri boyunca dolandırıcılık, cinayet, şiddet, bağımlılık ve tüm bunların beraberinde getirdiği cinsellik gibi konuşulmayan tabuları kitabın her satırında iliklerinize kadar hissedebiliyorsunuz.
Kitap üç bölümden oluşuyor. Kinyas ve Kayra’nın beraber olduğu bölüm, Kayra’nın yolu ve Kinyas’ın yolu. Kitapı okurken karakter analizi yapmaya çalışırken zihinsel ölümlerini isteyen bu iki adamın yaptıklarının ergenliğin verdiği şımarıklıktan mı çeşitli nedenleri olan depresyondan mı bu bataklığa düşmelerini sık sık sorguladım.
Neticeye gelecek olursam psikopat olan bu iki adam bize (psikopat diyorum çünkü bence yaptıkları psikopatça) tercihlerimizin ve seçtiğimiz yolların şoförleri olduğumuzu, asıl konuşulması gerekenlerin konuşulmayarak felaketlere sebep olabileceğini açıkça anlatıyor.
Oturup konuşalım, konuşarak halledemeyeceğimiz hiçbir şey yok.
“Yarın, bugünü yaşanabilir hale getiriyordu.”