Şöyle ki, eğer vicdan sahibiysek ve eleştiri yeteneğimiz varsa, yani aklımızı bu yönde kullanabiliyorsak, neredeyse doğal- lıkla, karşı karşıya kalınan haksızlıkları, beliren adaletsizlikleri bir problem olarak görürüz. Bu anlamıyla ortadaki problemin kişinin özel problemi olup olmadığı gibi bir soru geçersizdir, çünkü kişi bir problemi üstlendiği ölçüde, bir arızayı bir problem olarak tespit ettiği sürece, bu problem onun öznellik konumumu belirler. Yani kişi o problem üzerinden özne olur. Örneğin, be- nim yaşanmış bir şiddeti problem olarak ortaya koymam için o şiddeti yaşamış olmam gerekmez, eğer eleştiri kabiliyetim ve vicdanım bana o şiddetin bir problem olduğunu fark ettiriyorsa, yaşamın gidişatında onarılması gere ken bir sorun olarak ortaya koyuyorsa, ben bu şiddeti, bu olayı sorunsallaş tırdığım ölçüde bir problemi tespit etmiş olurum ve böylece problemin çözü-müne yönelik de bir adım atmış olurym