Tahir ve Zühre'nin hikayesi, Türk halk edebiyatında ve kültüründe önemli bir yer tutar. Bu hikaye, aşk, fedakarlık ve trajedi temalarını içerir.
Tahir, zengin bir ailenin oğludur, Zühre ise fakir bir ailenin kızıdır. İkisi de genç yaşta birbirlerine aşık olurlar. Ancak, Tahir'in ailesi Zühre'yi uygun bir eş olarak görmemektedir çünkü onlar için sosyal statü önemlidir.
Tahir'in ailesinin baskılarına rağmen, Tahir ve Zühre birbirlerine olan aşklarını gizlice sürdürmeye devam ederler. Ancak, Tahir'in ailesi evliliğe karşı çıkmaya devam eder ve sonunda Tahir'i başka bir zengin kızla evlendirmeye karar verirler.
Tahir'in evliliği Zühre'yi derinden yaralar ve aşkıyla başa çıkamaz. Zühre, kalbi kırık bir şekilde yaşamaya devam ederken, Tahir'in evliliği de mutsuz bir şekilde ilerler. Zühre, acı çekerken ve çaresizlik içinde kıvranırken, sonunda yaşamına son verir.
Zühre'nin ölümü, Tahir'i derinden etkiler. Pişmanlık ve üzüntü içinde, aşkının ve fedakarlığının değerini anlar, ancak artık çok geçtir. Tahir, Zühre'nin mezarının başında derin bir hüzünle onunla vedalaşır ve aşkının sonsuza kadar süreceğine yemin eder.
Tahir ile Zühre'nin hikayesi, Türk edebiyatında ve kültüründe trajik bir aşk öyküsü olarak önemli bir yere sahiptir. Bu hikaye, aşkın gücü ve fedakarlığın değeri üzerine derin düşüncelere yol açar.