Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
Öncelikle kitapla karşılaşmamdan bahsetmek istiyorum. Ben kendisiyle tanıdık bir kitabevinde güncel türkçe bir roman okumam gereken ödevim sayesinde tanıştım. Kitapla birkaç kez bakışmam sonucu, artı olarak kitabın ilgi çekici arka tanıtımıyla beraber, ne olabilir ki en fazla diyip kitabı uzun tereddütler sonrası satın aldım. Kendisini bitirmem bir günümü almadı ki bence çok ağır sorumluluklarınız yoksa kendisiyle bir günde buluşup yollarınızı ayırmanızı çok uygun buluyorum. Türk romanları okumayı normalde çok sevmem özellikle güncel olanları hele bir de burada bir kitap hakkında ne kadar inceleme de okusanız bazı incelemeler maalesef ki sadece yazarı pohpohlamak için olabiliyor. Burada efsane okuyun çok seveceksiniz diyip aldığım ancak haftalardır kitaplığımda gün yüzü görmeyen birçok kitap var. Ancak bu kitap benim son zamanlarda okuduğum aksiyon konusunda beni ne kadar tatmin ettiyse finali konusunda beni, ağzımda o kadar garip bir tatla bırakan bir kitaptı. Aynı zaman içerisinde kitabı hem tanıdık bir duyguyla sıkıca tutmaya çalışırken aynı zamanda da kitabın bitmesi için o kadar çabaladım. Başta okurken Adam Fawer- Empati ile İlhami Algör- Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku bir şekilde aşık olmuşlar ve çocukları bu kitap olmuş gibiydi yalan yok ikisi de kitaplığım ne kadar değişirse değişsin kitaplığımda tuttuğum nadir kitaplardandır. Sonra İlhami Algör biraz geri çekildi yerini John Verdon'ın verdiği o gizlilik, o heyecan alınca dayanamadım kitapla beraber sabahladım. Ancak tam her şey güzel gidiyor derken sahneye yine kitabın filmiyle beraber Erdal Beşikçioğlu girince tamam dedim bizim yazarımız biraz yetişkin içeriği de istiyor. İstediği her şeyi yapmakta özgür ama kalkıp resmen z kuşağına bir kitap yazmak isterken esas karakterimizi biraz eski kafalı yapmak onu bu konuda popüler eder mi bilemedim maalesef. Benim gibi bir z kuşağını eder çünkü radyolardan şarkı dinlemeyi, gazete kupürlerinden sudoku çözmeyi ben de severim ama sene 2012'de telefonsuz yaşayan, sözde hayvan gibi parası olmasına rağmen izole bir yaşam isteyip sosyal medyadan şundan bundan uzak kaçarak yaşayan bir adam, gerçekten mümkün mü? Çünkü benim gibi 2003'lü birinin bile hatırlarım 2012 senesinde en azından bir facebook hesabı vardı. Bence biz biraz tanınmak isteyen bir adamın kaleminden içinde yaşamak istediği bir dünyanın hayalini okuyoruz yalan yok hoşuma gitti ama bu sonuçta onun kitabı, biraz daha geçmiş bir zamanda yaşadığını dile getiremez miydi? Ben maalesef ki, tekrardan söylüyorum kitabı bir günde bitirmiş olmama rağmen, kronolojik sırayı takip etme konusunda sınıfta kaldığımı düşünüyorum belki biraz da satır aralarını okuma konusunda hatta kitabın isminin neden 04:00 olduğu konusunda bile. Ya ben algılayamadım ya da yazar bunu bana empoze etme konusunda başarısız oldu bilmiyorum ancak kitap beni reading slump'tan çıkardı mı kesinlikle çıkardı son 3 haftadır bir kitabı bu kadar keyifle okumamıştım ama kitabı elimden bıraktığımdan beri ,ki yaklaşık 1 saat oluyor, kitap hakkında hatırladığım her şey aklımdan tamamiyle silindi. Sanırım ben kuyuya başımı çevirdim ve ardından o kuyuyu gördüğümü unuttum. Çok yerdim gibi oldu ama kitabı zaten tamamiyle iyi kötü eleştirmek için okudum hatta son 80 sayfaya geldiğim sırada kitabın nasıl biteceği ya da esas karakterimiz Giray'a ya da o bi anda çıkan Fleabag dizisindeymişim gibi hissettiğim tilkiye ne olacağı benim için önem arz etmemeye başladı sadece 80 sayfa kala bir kitabı droplamanın gururumu, kitap okuma isteğimi kıracağını düşündüğüm için devam ettim. Ancak şunu söylemeden geçemeyeceğim. Yazar güncel Türk romanlarına olan bakış açımı az da olsa değiştirdi yakın zamanda başka kitaplarını okuyup problemin kendisinin dilinde mi yoksa 04:00'da bahsetmek istediği çok şey olduğundan dolayı bir yerde aklı karışıp konuyu işleyemediğinden mi kaynaklı olduğunu okuyup kontrol etmek isterim. Müzik zevki için de ayrı tebrik ederim. Çok beğendiğim sanatçıların bu kitapta yer alması özellikle Ella Fitzgerald'ın sonlarda övülmesi beni gerçekten çok mutlu etti.
04:00
04:00Hikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2021327 okunma
·
35 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.