Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Mustafa Kemal Paşa, emperyalistlerin hileciliğini hatırladı. Fransız Başbakanı Clemenceau'nun şu sözlerini öfkeyle nakletti: "Evet, ben Kilikya'yı, Suriye'yi, Şam'ı, Halep'i, Beyrut'u ve Musul petrolünün akacağı İskenderun limanını alabilmek için bir yem olarak Musul'u İngilizlere verdim. Eğer sonraları Türkler bizi Kilikya'dan kovdularsa benim bunda ne suçum var?" Mustafa Kemal biraz susup yatıştıktan sonra sözlerine devam etti: "Zehir, ağu henüz dağılmadı. Bunun panzehiri bütün halkın uyanması, aktif bir hale gelmesidir... Halkın Mondros Mütarekesi'ne, Sevr Antlaşması'na, padişahın ihanetine cevabı, uyanışının başlangıcı oldu. Sabır bardağı taştı. Bizim Sivas ve Erzurum Kongrelerimiz, Mondros'a, Sevr'e ve İtilaf Devletlerinin başka hareketlerine verilen cevaplardır. Çağrımız bütün Anadolu'yu dolaştı, hatta İstanbul'a kadar ulaştı. Türk kamuoyu, halk, Misak-ı Milli'yi yarattı... "İşimiz çok idi" dedi Mustafa Kemal. "Meclisteki her milletvekili ile ayrı ayrı konuşmam gerekti. Her birine Kurtuluş Savaşı'nın önemini anlatmak, pasif davranmakla hiçbir şey elde edilemeyeceğini kanıtlamak gerekiyordu."
Sayfa 122
·
9 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.