Gönderi

GÖZLERİMİ BAĞLAYIP, BENİ ÖNCE TAVANA ASIP ÇARMIHA gerdiler ve elektrik şoku verdiler. 16 ya da 17 Ekim 1981 tarihiydi. Polis soruşturma bölümünde her odadan işkence çığlıkları geliyordu ve o sırada radyo açıktı, Evren radyoda, "Türklerin karakterinde işkence yoktur" diye bağırıyordu. Tam boğulmak üzereyken, kafamı klozetten çıkarıyordu. Bir saatten fazla sürdü bu işkence. Her tarafımdan su gibi kan akıyordu. İşte yedi gün poliste böyle işkence gördüm. Çenem ortadan ikiye bölündü. Bakın... Dizlerime çok vurdular. Bakın... Doktor falan yok, kendi kendine kaynadı çenem de bütün kemiklerim de... Doktor, "Soyunun, muayene edeceğim" dedi. Ben perdenin ar- kasında soyundum. İçeri girdiğinde korktu. Etrafındakilere, "Bu, bu- rada mı böyle oldu?" diye sordu. Sadece kemik kalmıştım. İçeri 75 kilo girmiş, 43 kiloya düşmüştüm. Bir gün x gazetesinin Diyarbakır'daki muhabirini benimle röportaj yapması için cezaevine getirdiler. Sonra gitti, 'Diyarbakır cezaevi güllük gülistanlıktır dedi.
Sayfa 37 - Selis yayınlarıKitabı okudu
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.