Bilindiği gibi, Descartes'ta şüphecilerin bile "sarsmaya gücü yetmeyecek kadar sağlam" ilk hakikat olarak tesis edilen "ben bilinci" bütün bir gerçekliğin kendisine gönderimle kurgulandığı
tek merkezdir. Buna göre, bilen öznenin kendisine dair bilgi içeriği gerçekliğin biricik temeli haline gelir. Bu yönüyle Kartezyen ben bilinci tekbenci bir akıl anlayışıyla sonuçlanır. Şimdi elbette ki, Kartezyen akıl, pre-modern tözsel akıl karşısında bireyin otonomisini tesis etmesi bakımından önemli bir işleve sahiptir; çünkü Kartezyen akıl bireyi düzene değil, tam tersine düzeni bireye tabi kılar. Ancak bu noktada Kartezyen solipsizm bir tehlike barındırır, çünkü bireysel solipsizm, kültürel ve politik bir projenin temel kurucu öğesi yapıldığında, dışlayıcı ve eşzamanlı olarak totalleştirici bir düzenin temel dayanağı haline gelebilir.