Gönderi

Gökyüzünün sırlarından birinde, uzak göklerin ilerisinde, acıdan yaratılmış bir saray varmış. Bu sarayın en üstünde, kendi zehriyle uyum içinde, yılan prens yaşarmış. Prens kralını dinlediğinde, o emirleri işittiğinde, zehrini düşmanlarına sunarmış. Yakın ama ulaşılmaz günün birinde, siyah elbiseli bir kuş belirmiş pencerede, yılan prens kuşun özgürlüğünü kıskanmış. Prens zehrine seslendiğinde, zehir de ona geri cevap verdiğinde, prens ona izin verip zehri kulesine saçmış. O kendi zehriyle özgürlüğü beklediğinde, ama tutsaklık bir türlü ölmediğinde, sarayın dışından bir melek kanat çırpmış. Prens kendini zorla pencereye çektiğinde, gelen meleğin karanlığını gördüğünde, onun özgürlük olduğunu anlamış. Ağlayan gökyüzüne çekildiğinde, şimşeklerin feryadı asla bitmediğinde, ilk defa tutulacağına inanmış ve atlamış. Melek onu yakalamayı beceremediğinde, gökyüzü kararsızca onları çevrelediğinde, prens meleğe tutunmuş, onu yakalamış. Özgürlüğe inandığı o kısacık anların sihirinde kendine ait zehrin dolaştığı benliğinde, özgürlüğünü kıskandığı melek kanatlı kuşu tutsağı yapmış, zehrini ona sarmış. -ʚїɞ
·
56 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.