Hayata benimle aynı pencereden bakan insanları görünce yaşadığım rahatlık, tanışıklık hissi paha biçilemez. Bu kitapta da aynı şeyi hissettim. Sık sık durup düşünmez miyiz yüksek katlı bir binanın önünden geçerken; güneşin ışıklarıyla gözümüzü alan o camların her birinin ardında tam da şuanda ne hayatlar yaşanıyor? Belki birinin ardında hayatının en mutlu anını yaşayan biri varken hemen yanıbaşındakinde hayatı boyunca hatırlamak istemeyeceği o an'ı yaşayan bir başkası var. Aynı çatı altında bile bunca farklı hayat barınabiliyorken gelin dünyanın halini siz düşünün.
Belki nedensizce Woolf'un şu sözünü hatırlattı bana: "insanlar zaten birbirinden bu denli farklı iken, yeni yeni ayrılıklar çıkarmak; ne saçma şey!"
Sözün özü dostlar, bir gün bir merdivende karşılaşıp çarpıştığınız bir insanı yargılamadan önce bi "tahmin oyunu" oynayın kendiniz ile. O insan şuanda hayatının en zor anını mı yaşıyor acaba yoksa en güzel anını mı?