Aşıklar atışması vardır ve galiba Erzurum'dan çıkmadır. "Leb değmez atışması," derler. Hani leb demeden leblebiyi anlama sözü vardır ya, işte onun kaynağı olan. Leb, dudaktır ve aslında leblebiyle alakası olmayan Farsça bir kelimedir. (Leblebi Mısır kaynaklı, Arapça bir kelime olup kavrulmuş nohut anlamına gelir.)
Leb değmez atışması, iki dudağımızı birbirine değdirmeden çıkmayacak sözcükleri işaret eder. B,M,P gibi harflerin (seslerin) olduğu kelimelerin yasaklandığı bir atışmadır. Cezası da iki dudağın arasına konulan bir iğne ile verilir. Konumuzla alakası ne diyeceksiniz? Aslında konumuz dilin (lisan) matematiğine dayanır. G.P'in de başını çektiği bir edebi akımdır zira. Oulipo derler adına. Fransa'da doğma, Fransa'da ölmedir. Bir yığın Frankofon ülkede de karşılığını bulmuştur elbette. Bizde de karşılığı vardır illaki. Frankofonlar az değildir bizde de. Mesela F. Edgü derler.
Ben sevmem. Seveni sevmeme engel görmem ama. Matematik bulaşmış edebiyattır aslı. Perec, hayatın edebiyatından çok matematiğin minimal hayatlı edebiyatına bakar. Enis Batur'u bir kılavuz kitapçık yazacak kadar mutlu eder.
Dolayısıyla ölmüş bir akımdır ve hasarı okura değil kendinedir. Bir kazanım mıdır? Elbette.
Kevser kalemine sağlık. Edebi günlerde görüşmek üzre.