Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sizlere ilkokul, ortaokul ya da lise sıralarında mesleğimi seçmemde esin kaynağı olmuş fen dersleri öğretmenlerimi anlatabilmeyi İsterdim. Ne var ki geriye dönüp baktığımda, böyle hiçbir öğretmenimin olmadığını görüyorum. Okulda, Elementlerin Periyodik Tablosu'nu, kaldıraçları, eğik düzlemleri, yeşil bitkilerde fotosentezi ve antrasitle tas kömürü arasındaki farkı anlamadan olduğu gibi ezberlemiştik. Fen derslerinde ne merak aşılamaya yönelik bir çaba ne evrimsel bakış açısı ne de bir zamanlar insanların İnandıkları yanlış düşüncelere dayanan kuramlara İlişkin bir içerik yoktu. Lisedeki laboratuvar derslerinde varmamız beklenen belli bir sonuç vardı hep. O sonucu elde edemezsek kötü not alıyorduk. Kendi ilgilerimizi, önsezilerimizi ya da kavramsal yanlışlarımızı keşfetme yolunda hiçbir teşvik görmüyorduk. Ders kitaplarının sonlarında, ilginç denebilecek konular olurdu. Okul yılı, bu konulara ulaşamadan biterdi. Kütüphanelerde harika gökbilim kitapları bulabilirdiniz, ama bunlar sınıfın kapısından içeri bile girmezdi. Uzun yoldan bölme işlemi, bir yemek kitabındaki tarifler gibi öğretilir; kısa yoldan yapılan bölmelerin, çarpma ve çıkarmaların sizi doğru yanıta nasıl götürdüğü ise hiç anlatılmazdı. Lisede karekök alma, Sina Dağı'ndan inme kutsal bir yöntemmişçesine anlatılırdı. Bize düşen, sadece öğretilenleri anımsamaktı. Doğru sonuca ulaşalım yeterdi; ne yaptığımızı anlamamıza hiç gerek yoktu. İkinci yılımda, matematik bilgimi önemli ölçüde artıran iyi bir cebir öğretmenim olmuştu; ne var ki o da gene kızları incitip ağlatmaya bayılan kaba bir insandı.
·
1 görüntüleme
StoneDraconis okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
ALBERT EİNSTEİN (1879-1955)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.