Gönderi

Yine de, ruh haline uygun, ilgisini çekecek bir şeyler bulacağı umuduyla kitaplığını gözden geçirmeye karar verdi. Buraya taşınalı üç yıl olmuştu. Hamalları canından bezdirmişti kitap dolu koliler. Bir an önce ortalıktan kalksınlar diye karmakarışık bir biçimde dizmişti portatif kitaplığının raflarına. O günden beri öyle duruyorlardı. Aradığı hiçbir şeyi bulamıyordu. Kitaplığını düzenleyecekti ama, ne zaman? Eyleme geçmesi için o konunun önce kafasında olgunlaşması gerekiyordu. Belki de tam zamanıydı. Neden olmasın diye düşündü, fiziksel güç harcayarak yaşam enerjisini yükseltebilirdi. Ve, asla sonuçlandıramayacağı bir işe girişti. Kapının solunda kalan duvarın en ucundaki bölümü boşaltıp kitapları odanın ortasına yığdı. Şimdi ne yapacak, nasıl bir yöntem izleyecekti? Kitaplık düzenlemenin inceliklerini bilmiyordu. Türk edebiyatı, dünya edebiyatı diye ayırmalı, bunları şiir, öykü, roman, deneme, inceleme türlerine göre düzenlemeliydi. Sonra, yazar adlarına göre bir dizin oluşturabilirdi. Boşalttığı bölüme Türk edebiyatından başlayabilirdi. Yerdeki kitap yığınına baktı. Ensesini kaşıdı. Hiç de kolay değildi.
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.