Gönderi

59 syf.
10/10 puan verdi
Hacim olarak hepi topu 58 sayfadan oluşan bir kitap. Fakat her bir sayfasında yoğun kocaman bir derin tutku hakim. Belki de içimizin bir köşesine sıkışmış bir tutku. Bu yüzden son sayfaya gelince insan hayıflanmıyor değil. Hani şöyle biraz daha uzasaydı hikaye biraz daha kaptırsaydık kendimizi diye... Hep eksik bir yanımız vardır, doldurmaya çalıştığımız. Karşımıza çıkan her parçayı deneriz deneriz bir türlü dolduramayız ya işte. İşte kitap bende bu izlenimi uyandırdı. ... Tütünümü, anahtarımı aldım, evden tam çıkıyorum, bir şeyin eksik olduğunu, eksik olanın ruhum olduğunu fark ettim. Önemsemedim. Yol, bana uygun bir ruh önerebilirdi. Kapıyı çektim, kilidin dilini yuvasına oturturken " Nereye?" dedi. Aldırış etmedim, çıktım. Diye derin bir eksiklikle başlıyor kitap. ... "Nereye gidiyorsun çocuk," dedim içimden, büyümeye mi?" Kapı, çocuğun ardından kendi ağırlığı ile hareket ederek yavaşça kapandı. Kilidin dili yuvasına otururken tarifi imkansız bir ses çıkardı. _Bitse ne olur, bitmese ne? Diye de son buluyor. Son cümle ile hevesimiz kursağımızda kalıveriyor. Velhasıl güzel bir kitap. "Her şeyin gittiğini nerden çıkarıyorsun?" dedi. "Herif rüzgarı kendinden menkul uçurtmanın teki. Ara sıra telleri takılır gibi kadına geliyor gece yarısı." Fakat Müzeyyen, bu derin bir tutku, dedim. Tırsmaya başlamıştım. Haklı olabilirdi. Evet, biraz sapık ve tek taraflı bir tutku, dedi. Arkasını dönüp gitti.
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku
Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutkuİlhami Algör · İletişim Yayıncılık · 201429,4bin okunma
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.