Modern toplum eşitlik, özgürlük, mülkiyet üzerine inşa edilmiştir. Ama zamanla bu kavramların içi boşaltılmış, kapitalizmle doldurulmuştur. Baktığımız zaman mülkiyet hakkı bugün dağda, taşta, sahillerde dahi doğabiliyor. Doğada bir arazinin etrafını çevreleyip “burası benim” demek delilik aslında. Dediğiniz gibi emek verip araziyi işlemiş olsa da, işlemeseydi o zaman da diyebiliriz. Sahilde bir bardak çay içmek için 20 lira vermenin mantığını anlamak mümkün değil. Mülkiyet hakkı bana emeği değil, bencilliği çağrıştırıyor. Ama modern hayatı başka şekilde inşa etmek mümkün mü derseniz, evet çok ütopik, buna da katılmak zorundayım. Belki üzerinde mülkiyet hakkı kurulabilecek eşyalar, işçinin emeğini zedelemeden sınırlandırılsaydı bir çözüm olabilirdi. Ne yazık ki bu da devletlerin işine gelmiyor. Üzerine çok düşündüğüm bir konudur. Keyifle okudum, ellerinize sağlık.