Hırs ve israfta öyle bir cezâ var ki, şekvâlı, meraklı, mânevî ve kalbî bir cezâ insanı sersem eder.
Ve haset ve kıskançlıkta öyle bir muaccel cezâ var ki, o haset, haset edeni yakar.
Hem tevekkül ve kanaatta öyle bir mükâfat var ki, o lezzetli muaccel sevap, fakr ve hâcâtın belâsını ve elemini izâle eder.