Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

164 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bu okuduğum beşinci M. Kutlu kitabıydı ve en iyilerinden birisi hatta belki de en iyisiydi. Kurgusuyla, diğer kitaplarından aşina olduğumuz temposu ve açık üslubuyla, başlangıcı ve sonuyla, en önemlisi de hikaye boyu arayan, irdeleyen niteliğiyle oldukça güzel bir eser olmuş. Vatanından ayrı kalmış bir adamın, bir vakit sonra döndüğünde, yaşadığı hayal kırıklıkları ve şaşkınlıklar anlatılsa da hikaye boyunca bir sesli düşünme, analiz ve çözüm üretme çabası söz konusu. Hikaye bir yerde aslında arkada sönük olarak devam ediyor. Çünkü okuyucu da, ortadaki çıkmazlara ve keşmekeşlere odaklanıyor yazarla birlikte. İnsanlardaki değişme ve bozulmaların, manzaraya, silüete de sirayet etmiş olması ne yapmalı, nereden başlamalı? sorularını sordururken, ümit ve karamsarlık arasındaki o kelebek uçuşunu da yazarla beraber yapıyorsunuz. Ve yazar umutta karar kılıyor: "Allah yeniden başlayanların yardımcısıdır." dermişçesine farklı bir yerden başlıyor. "Tanpınar divan şiirinden hareketle söyler bu sözü. "Şiirimiz düştüğü yerden kalkacak" der. Yani "ses"ten. Sesini kaybeden, musikisini, âhengini kaybeden şehir onu yeniden bulacak. Yeter ki insan kaybolmasın, insan bozulmasın. Eşyayı, etrafı yenilersin, düzeltirsin ama bozulan insanı düzeltmek zordur; kim bilir kaç nesil alır. Fikriyatımız da öyle. Yeter ki biz, etrafımızda pervane kesilen ruhun fısıltısını duymak için kalbimizi açabilelim. Fetih bir defaya mahsus değil. Fetih, açmak-açılmak demek. Bu şehrin kapıları bize yeniden açılacak." Ortada, yaşadığı ülke ve değerlerini iyi bilen birinin yaptığı yaşam kültürü analizi, medeniyet tasavvuru ve cesurca yapılmış sosyolojik tespitler var. Bunun için yazarı tebrik etmek lazım. "Şehirlerin silueti onun hangi esasa, fikre, inanca, güce, medeniyet ve estetiğe mensup olduğunu ortaya koyar. Eski şehirler dünyanın her yerinde dini düşüncenin, inancın siluetini taşırlar. Budistlerin pagodaları, mabetleri; Hristiyanların katedral ve çan kuleleri, Müslümanların kubbe ve minareleri, paganların piramitleri..." Hikayede, şahit olduğu her adaletsizlik, ezilmişlik, haksızlık ve sapmaya karşı tıklayan bir bacak metaforu kullanılmış. Bu huzursuzluğun ayak sesleri oluyor. Ancak başka bir yönü; okuyucuyu da huzursuz olma konusunda teşvik edici, tetikleyici bir unsur olması. Bunun için de yazara teşekkür etmek lazım. Bizi bu huzursuzluğa ortak ettiği, bizi huzursuz ettiği için.
Huzursuz Bacak
Huzursuz BacakMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20113,097 okunma
··
129 görüntüleme
Gökçe okurunun profil resmi
Ne kadar güzel anlatmışsınız, okumayı çok istediğim kitabı Kutlu'nun, sıradaki iki kitabından sonra okuyacağım ben de inşallah :)
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, elimden geldiğince anlatmaya çalıştım, eksik kalmıştır muhakkak, umarım sonrasında daha iyisini sizden okuruz. Bu arada bitirdiğimde çok etkilenmiştim ancak şu anda Yoksulluk İçimizde'yi bitirdim onun etkisi var üzerimde. M. Kutlu'nun birbirinden farklı tarzda güzel kitapları varmış, artık şahidim :)
1 sonraki yanıtı göster
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
O zaman başlıyorum... :)
Emin K. okurunun profil resmi
Pişman olmayacağınızı düşünüyorum, şimdiden keyifli okumalar :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.