Nihayet sizinle yaz mevsiminin benim için esas amacı olan seriyi paylaşma ve inceleme fırsatı buldum. Temmuz-Eylül arası yaptığım okumayla İnce Memed serisini bitirdim. Baştan şunu söyleyeyim ki bundan sonra mutlaka diğer Yaşar Kemal serilerini de okumaya çalışacağım. Çünkü dili o kadar yalın, o kadar özgün bir yazara henüz bizim edebiyatımızda rastlanmamıştır. Aynı şekilde Anadolu'yu dağ tepe anlatan, müthiş imgelerle şiirsel bir anlatım yaratan bir üslubu vardır. Bundan dolayı hem yeni yeni kitap okuma alışkanlığı edinenler, hem de bu alışkanlıkta ilerleyenler için vazgeçilmez bir eser olduğunu düşünüyorum. Zaten belirtmeliyim ki bence Yaşar Kemal bilmeyen, okumayan bir nesil kördür.
İçeriğinden kabaca bahsetmezsek olmaz. Ağaların zulümleri altında inleyen köylülerin hikayesi Dikenlidüzü'nde, Değirmenoluk'ta başlar. Burada anasıyla beraber yaşayan İnce Memed de zulümden nasibini almıştır. Bir süre sonra bu zulme dayanamayan İnce Memed, sevdiği kızı da alıp kaçmak ister. Fakat sevdiği kız Hatçe'nin ağanın eline düşmesi, onun yeğeniyle zorla evlendirilmek istenmesi Memed'in sabrını taşırır, ağanın yeğenini öldürür ve kaçar. Hatçe'yi de düzmece delillerle ve yalancı şahitlerle Abdi Ağa, hapse attırır. İnce Memed'in dağa çıkma öyküsü burada başlar. İlk başta katıldığı Deli Durdu çetesinden deneyimler edinse de, bu çetenin de haksız yere köylüleri soyduğunu görür, vicdanı dayanamaz ve bu sefer de kendi çetesini kurar. İnce Memed'e dağda Yörükler yardım eder. Memed kendi çetesini kurduktan sonra yaptığı ilk iş Hatçe'yi ve onun hapiste tanıdığı Iraz'ı hapisten kaçırmasıdır. Lakin candarmalar onların peşini bırakmaz. Hatçe tam doğuracağı sırada candarmalarla çarpışma başlar, Hatçe ölür. Çocuğu ise Memed Iraz teyzeye bırakmak zorunda kalır. Fakat Memed'in intikam alması gerekmektedir. Böylece bütün Dikenlidüzü köylülerinin dillerine destan olan işi yapar, Abdi Ağa'yı öldürür, birinci kitap biter. İkinci kitapta artık İnce Memed bir efsane olmuştur. Bütün köylüler onun meziyetlerini konuşurlar. Kitabın bu kısımlarında sözlü edebiyattan bolca faydalanılması da bence çok yerinde olmuş. Bu arada birinci ciltte bahsetmediğim Topal Ali, Cabbar, Recep Çavuş kişilerini de İnce Memed'in arkadaşları olarak bilin. Topal Ali serinin bütün kitaplarında kendisini gösterir, diğerleri birinci ciltten sonra ehemmiyetini kaybeder. İnce Memed ikinci kitapta bu sefer Vayvay köyünün belası olan Ali Safa Bey'le uğraşmak zorundadır. İnce Memed'in Vayvay'a gelmesi onu çok seven Koca Osman'ın sayesindedir. Ayrıca Dikenlidüzü'nün halkı da Abdi Ağa'dan sonra Kel Hamza'yla uğraşmaktadır. İnce Memed ikinci ciltte de bunlara karşı mücadelesini yürütürken, aklına takılan ''Abdi Ağa gider, Hamza gelir, Veli gider, Ali gelir'' çıkmazından kurtulmaya çalışacaktır. Üçüncü ciltte cevabı bulunan bu problemi açmıyorum. Üçüncü ciltte de Çiçeklidereli Mahmut Ağa, en son da Arif Saim Bey'de biçimlenir kötülük. İnce Memed seri boyunca tüm bu kötülüklerle mücadele eder, halka özgürlük dağıtır. Köylüler de onu sever, sayar ve korurlar. Serinin diğer kitaplarında karakterler sürekli değişse de mücadele özünde aynı kalır. Dördüncü ciltte İnce Memed'in yanında Ferhat Hoca, Kasım, Şahan ilk kitaptaki yoldaşlarının yerini alır (Tabi Topal Ali'ye ve Ferhat Hoca'ya ben hayran kaldım).
Kısacası, soylu eşkıya tipinin çok bariz kullanıldığı ve zulme başkaldırının ana tema olduğu bu romanda, aynı zamanda dönemin bozuklukları da yer alır. Edebiyat eleştirmeni Berna Moran, bu romanı bir çok açıdan Sabahattin Ali'nin Kuyucaklı Yusuf kitabına benzetmektedir. Baştan da dediğim gibi mutlaka okunması gereken bir kitaptır, Yaşar Kemal okumayan kördür, bir şey okumamıştır.