Michel Foucault hem felsefeci hem tarihçi yönü olması muteber bir kaynak oluşturmasına katkı sağlamış. "Ceza" nın tarihini ele alırken sosyolojik değişim motifini işlemiş. Kitapta en başından beri iktidarın birey ve toplum üzerinde hükmetme arzusuna şahit oluyorsunuz. Ceza ilk zamanlarda iktidarın insan bedenine hükmetme gücü yani "azap" şeklinde kendini gösterirken bu "eza" ya doğru evrilmeye başlamış; yani artık ruh ve zihne hükmetme ile güçlenmiş diyebiliriz. Suçlunun cezalandırilmasindan ziyade suçun sebepleri bulunarak disiplin adıyla yok etme yoluna gidilmiş. Modernleşen zaman ile birlikte yeni bir siyasi anatomi oluşumunda ceza sosyolojik bir materyal olarak kullaniliyor. Banthom'in panoptikan hapishane modeli disiplin adıyla güzellenerek normalleşen makineleşen bireyler üretmek hedefleniyor. Bu model okurken size George Orwell'ın 1984 kitabını ve ordaki izlenme hislerini anımsatacaktır. Kitabi okurken yaşam hapishanesinde olduğumu hissettim. Keyifli okumalar demek isterdim ama sanmıyorum.