70li yıllardı, Türkiye 'enerji darboğazına girmiş', Ankara'da elektrikler, semt semt, nöbetleşe kesiliyor: mum ışığında çalışıyoruz. Gün ortasında mum ışığı, 'Amerikan romantizminde , duygusal bir samimiyet ortamının, başlıca unsurudur; bizim için öyle değil: Anadolu çocukluğumuz, gaz lambası ve mum ışığıdır, o yüzden, elektrikler gitti mi, hüzünleniyoruz. Öyle bir gündü, Sevgi (Soysal) gelmiş, yüzünde mum aydınlığının titrek gölgeleri, basbayağı yakınıyor: sosyal mücadele, aslında bir işçi mücadelesi olmak gerekmiyor mu? Neden işçiler çekimser', mücadeleyi öğrenciler ve aydınlar yürütmeye çabalıyor, bu çekimserlik' niye?"