Gönderi

Devreden bir yalnızlıkla ilerliyor zaman.Yaşım çoğalıyor. Herşeyde fevkalede bir artış.Aslı iyiden iyiye bir azalış. Gitgide bitmeyen bir sessiz çığlığın içinde her günümüz muamma. Kimine göre yükselişte, kimine göre kan kaybediyoruz. Kazancın yada kaybın muhasebesinde gönlün seslenişini, vicdanı kefeye koymadığımız müddetçe demem o ki şeddeli kanamalı bir hastayız. Yükselmenin ilerlemekle bağlantısını koparalı hayli zaman oldu hayat felsefemde. Yükselerek düşüş mevsimini yaşayan kaç göçmüş ruh tanıdım. Düştüğü sanılırken gökten alkış toplayan bahtiyar ruhların varlığını görmek için nice kandil dualara sarıldım. İstedim gizin güzelleştirdiği alemdeki asil ruhları tanımayı.Salt görünüşten ibaret duruşların figüranlıklarından sıyrılmış bir dünyanın eşiğine yüz ;yolunda iz sürerek. Annem anlatmıştı pembe panjurlu ve çikolatadan yapılmış evler de nice gözyaşlarının o evleri tarumar ettiğini. Bize evleri imar edecek ilahi gözyaşları gerek.Dünyalık için dökülen ıztırar-ı göz yaşı üflesen biter. Dargınım kalbini bir kelimenin peşinde sürükleyenlere. Nerde kaldı sürrealist sevinçler. Pes! Pınar...
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.