Huzur Bilinmeyen Kelimeleri (Okumaya geçmeden bakılabilir.)
Kesif: Yoğun, sık.
Somnambül: Uyurgezer.
Sanem: Çok güzel kadın.
Muhayyile: Hayal etme gücü.
Mücrim: Suçlu.
İnsiyak: İç güdü.
Uzviyet: Organizma.
Vakıa: Her ne kadar.
Feyiz: Verimli.
Velut: Doğurgan.
İhtiras: Aşırı kuvvetli istek, tutku.
Zaviye: Köşe.
Takunya: Tahta terlik.
Cumba: Çıkma (Eski ev çıkıntısı).
Tenakuz: Çelişki.
İtiyad: Alışkanlık.
Zemberek: Saatin kimi parçalarını tetikleyen nesne.
Marşandiz: Yük treni.
Vehim: Kuruntu.
İlga Etmek: Bir şeyin varlığını ortadan kaldırma.
Satıh: Yüzey.
Merih: Mars.
Manzume: Tekke ve benzeri bir yapı topluluğu.
Haşere: Böcek.
Mücerret: Soyut.
Yekpare: Tek parça olarak bütün.
Mudil: Karmaşık.
Riyaziye: Matematik.
Rakkas: Sarkaç.
Biteviye: Sürekli olarak, tekdüze.
Emprime: Kumaş için zemin ve desen basma işlemi.
Muadele: Çözülmesi gereken, anlaşılmaz iş.
Mikyas: Ölçü.
Teganni: Şarkı söyleme.
Hüviyet: Kimlik.
Tasnif Etmek: Sınıflandırmak.
Acuze: Yaşlı, çirkin ve huysuz kadın.
Tecessüs: Kendini ilgilendirmeyen şeyleri öğrenme, merak.
Sahife: Sayfa.
İstintak: Sorgu, sorgulama.
Behemehal: Kesinlikle.
Libas: Giysi.
Tashih: Düzeltme.
Hodbin: Bencil.
Perhiz: Diyet.
Şimendifer: Demiryolu, tren.
Muvazene: Denge.
Müntehir: İntihar eden.
Mutaassıp: Bağnaz, bir düşünceye aşırı ölçüde bağlanan.
Teessür: Üzüntü, üzülme, duygulanma.
Mayi: Sıvı.
Haşiye: Dipnot.
Tanzim: Sıraya, düzene koyma.
İstihsal: Üretme, üretim.
Müphem: Açık seçik olmayan, belirsiz.
Müşahede: Gözlem.
İhata: Çevresini sarma, kuşatma.
İzafe: Mal etme, ekleme, katma.
İtikat: İnanç.
Zaviye: Köşe, küçük tekke.
İstihza: Alay.
İstihfaf: Aşağılama, hor görme.
Mahzun: Üzgün, üzüntülü.
Mütareke: Ateşkes, barışma.
Füsun: Büyü, sihir.
Pervasız: Çekinme, sakınma.
Primitif: İlkel.
Akis: Yankı.
Tezhip: Süsleme.
Hudut: Sınır.
Haşin: Kırıcı, sert söz, davranış.
Filhakika: Doğrusu, gerçekten.
Siya: Kayığı tersine ilerletmek.
Yalpa Vurmak: İki yana, bir sağa bir sola sallanarak yürümek.
Mihver: Eksen.
Döpiyes: Aynı kumaştan etek ve ceket, kadın giysisi.
Muayyen: Belirli, kararlaştırılan.
Nekahet: Hastalık sonrası sağlıklı duruma geçiş evresi.
Mengene: Sıkıştıran alet (Suyunu, yağını çıkarır.)
Muvazi: İnanılır.
Vuzuh: Açıklık, açık olma durumu.
Merhale: Aşama, derece, evre.
Halita: Karışım, alaşım.
İptidai: İlkel (Primitif).
Nedamet: Pişmanlık.
Muhteris: Aşırı tutkuları olan kimse, ihtiraslı.
İntibak: Çevreye, duruma uyma, alışma.
Marazi: Hastalık derecesinde olan (Marazi sevgi)
Bizatihi: Özünde.
Meftun: Gönül vermiş, tutulmuş.
Sırça: Cam, camdan yapılmış olan.
İltica: Sığınma.
İnhina: Bükülme, eğrilme, baş eğme.
Müstesna: Benzeri az bulunan, seçkin.
Nefti: Karaya yakın koyu yeşil.
Muttasıl: sürekli, boyuna.
Tasavvur: Zihninde canlandırma.
Belagat: İyi konuşma, sözle inandırma yeteneği.
Kozmik: Evren ve onun düzeniyle ilgili.
Mukadderat: Yazgı.
Helecan: Yürek çarpıntısı.
Asab: Sinir.