Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

372 syf.
9/10 puan verdi
·
10 günde okudu
Krallar Filozof, Filozoflar Kral Olunca…
Asırlardan beri süre gelen “devlet” hakkında yazılan bütün eserlerin yazımlarının aslında birer cevap olduğunun gerçeği su götürmezdir. Aristoteles’ten günümüze kadar yazılan bütün bu eserler aslında “Devlet” isimli bu esere cevaptır. Platon MÖ 428 - 348 tarihleri arasında yaşamış ileri görüşlü Yunan düşünce adamı, ekstremisttir. Platon
Devlet
DevletPlaton (Eflatun) · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201926,6bin okunma
··1 alıntı·
2.211 görüntüleme
Tayfun okurunun profil resmi
Ek-1 Üniversite kavramı yanlış anlaşılmaktadır. Üniversiteler doktor, mühendis, öğretmen vb. gibi meslek gruplarına insanlar yetiştiren kuruluşlar değildir. Üniversitenin amacı sağlıklı bireyler yetiştirmektir. Asıl amaç budur, ancak zamanla yuvarlanarak bu günkü şeklini almıştır. Kalitesi çökmüş ve üniversite artık gereklilik dışına çıkmıştır ki günümüz gençliği üniversite denen yerde bozulmaya başlamıştır.
Tayfun okurunun profil resmi
EK-3 Gelen bir özel mesaja istinaden yazılmıştır. * İyi akşamlar. Platon'un Devlet kitabını şuan oluyorum. 6. Kitap bölümünü şuan okuyorum. Sizin kitap incelemenizi en az Platon'un kitabini okuduğum kadar zevkle okudum. Bunun için size teşekkür ederim. Kitap hakkında sorum olacaktı. Kitabı anladığım kadarı ile soruyu sormaya çalışacağım. * Kitabın bazı bölümlerinde: * - kadınların da erkekler ile aynı şartlarda, aynı eğitim ile eğitilmesi. * - Kadınların da savaşa götürülmesi . * - Hatta usta - çıkar ilişkisine benzetilerek çocukların savaş meydanında savaşçılardan savaşı öğrenmesi gerektiğinin. * - ilişkilerde doğacak çocukların babalarinin kim olduğunun bilinmemesi. * - doğan çocukların bakıcılar tarafından yetiştirilmesi. . . . * Bu konularda ideal bir devlet görüşünde nasıl bir yer edinilmesi gerektiği konusunda bir yere oturtamadım. Hatta kitabın bu bölümünü okuduktan sonra bunu düşünmek ve idrak etmek için kitabı okumaya bir gün ara verdim. Bu konu da sizin görüşlerinizi öğrenmek istiyorum. Şimdiden görüşleriniz için teşekkürler İyi geceler. Kollipolis namı diğer Devlet... İsminden de anlaşılacağı gibi devlet bütün varlıklarıyla bir bütünü kapsayandır. Eserin cinsiyet üzerine ele alınmadığı ortadadır ve yönetim üzerine yazılmış, en eski ve en kapsamlı eserdir. Sormuşsun; kadınların da erkekler ile aynı şartlarda, aynı eğitim ile eğitilmesi. Bundan 2500 evveline indiğimizde kadını konu alan tragedyalar dışında hiçbir şey göremeyiz. Bunlar Medea, Antigone gibi eserlerdir ki kadını ve toplumdaki yerini çok iyi bir şekilde ifade etmişlerdir. Platon Devlet ve diğer eserlerinde kadın, çocuk ve köle gibi kavramları hep bir tutar. Bu da bir nevi aşağılamadır. Ancak Devlet ve Yasalar eserlerinde kadınlara erkeklerle eş değer görevler vermektedir. Şuna dikkat etmelisiniz: başlıca düzenleme, yurttaşlara verilecek görevleri onların doğal yeteneklerine uygun olarak dağıtmasıdır. Burada önemli olan ise cinsiyet değil yetenek veya zanaattır. Eğer ki bireyin bir istidadı varsa bir şeye bu kadın da olabilir erkekte. Zaten kitapta göreceksiniz; “erkek erdeme ulaşabiliyorsa, kadın da bu erdeme ulaşabilir,” diyecektir. Sormuşsun; Kadınların da savaşa götürülmesi . Eşitlik kavramında erkek ile aynı olan kadın, çocuk doğurmak ve ev işlerinden arta kalan zamanlarda “koruyucu sınıf’ta” görev alabilir. Hatta yine istidadı varsa yönetimde dahi eşit görev alabilirler. Burada ki önemli husus ise; güçlü erkek ve zayıf erkek koruyuculardan ziyade güçlü erkek ve güçlü kadın koruyucuları kastetmektedir. Zira çocuk bakımına da yine yeteneği olan erkekleri de koyacaktır. Asıl amaç yetenek yani erdem. Sormuşsun; Hatta usta - çırak ilişkisine benzetilerek çocukların savaş meydanında savaşçılardan savaşı öğrenmesi gerektiğinin. Çocuk yetiştirilirken yine işin ehillerinde büyümeye başlar; ki bunlar çocukların biyolojik ailesi değildir. Ayrıca yine küçük yaşta at binmenin sağlığa yararlı olduğundan bunu her çocuğa tavsiye eder. Yaş ilerledikçe avlanma ve savaş sanatı konusunda da ustalaşmasını ister. Çünkü yiğitlik erdemlerin en yücesi, en soylusu ve en hayranlık uyandıranıdır, der. Sormuşsun; ilişkilerde doğacak çocukların babalarinin kim olduğunun bilinmemesi. Platon çoğu yerde çelişkiler gösterir. Şiir sevmez ama şairdir kendisi. Ahlakı bozacak ilişkilerden kaçınır ancak Kallipolis’te ensest ilişkiye varacak sonuçların oluşmasına zemin hazırlar. Spartalılardan duydugumuz ve yapmaya çalıştıkları üstün ırkı Kallipolis’te de görmekteyiz. Zaten hocası Sokrates de bilginin her şey olduğunu iddia eder ve bilgisize yaşam hakkı dahi tanımaz. Devlet’te eşler kura ile birbirlerini tamamlayacak şekilde belirlenir. Aileler çocuklarını bilmez çocuklar ise anne babalarını; bunu ilk öncelikle zaafiyet oluşturmaması için oluşabileceğini öne sürmek istiyorum. İyi ailelerden iyi çocuklar elde edilir, ancak kötü çocuklar da çıkarsa Devlet’ten çıkarılır, gözetim altında tutulur. Bir iyiyleşme görülürse yeniden Devlet’e alınır. İyi çocuklar aynı şekilde umut vaat etmediklerinde sürgün edilir. Sormuşsun; doğan çocukların bakıcılar tarafından yetiştirilmesi. Platon’un öğüdü şu şekildedir. Çocuk doğar, bakıcılara teslim edilir. 6-7 yaşına kadar bu şekilde onlar arasında büyür. Akabinde at binme ve avcılık başlar. Savaşlara sürülür. Platon’a göre gençler karakterli, erdemli ve güzel olmak zorundadır. Bakıcılar bu güzellik kısmıyla ilgilenir. Benim diyeceklerim bunlardır. Dönemin devlet adamlarının filozoflar hakkındaki tutumlarını da bilmek gerekliliğini de düşündürmek istiyorum. Ancak yine de bunların hepsini ortaya dökecek olursak; Platon kadına eşitlik tanıyan ilk kişidir demek çok doğru olur. Aristoteles gibi -mizojini- kadını kesin bir dille yok saymaz ya da Sokrates gibi kadını çocuk doğurmak, ev işlerini yapmak ve kocasını memnun etmek gibi şeyleri savunup kadını mülk haline de getirmez. Ancak bir çelişki hep vardır bu sebeple feminist diyemeyiz, kendi dönemindeki ve öncesindeki hatta sonrasındaki herkesten daha ileri görüşlülükteydi. Platon’a göre devlet işlerinde her iki cinste eşitti ancak gerçekte kurulan bütün devletlerin cinsiyeti erkektir. Modern düşünürlerimiz dahi kadını yok sayarken Platon bu hususta Protofeminism öncüsü olmuştur. Umarım yazıklarımın bir yararı dokunur ve bir günlük verdiğin araya daha bir iştahla kaldığın yerden devam ettirir. Keyifli okumalar diler ve teşekkür ederim.
Tayfun okurunun profil resmi
EK-2 Gelen özel mesaj için yazılmıştır. “Soru: Merhaba devlet kitabına yaptığınız bir incelemeyi gözden geçirdim de size bir konu hakkında danışmak isterim. Platon’a göre filozoflar kral olmalıdır. Ben adadaki toplumun filozof kralıyım. Bundan sonra filozoflar kral olmayacak diye yasa çıkarabilir miyim? Bu konuda düşüncelerinizi merak ediyorum.” Merhaba. Elbette kralsanız böyle bir yasa çıkarabilirsiniz çünkü büyük olasılıkla filozofta olsanız yönetim şekliniz monarşidir ve bu size her hakkı tanımlar. Tarihte örneği ise -kral ama filozof olmayan- Caligula’dır: atı senato üyesi yapmıştır. Ancak filozof zihin ki aslında Platon bize bilginin yönetici olmasını salık verir ve burada bir parantez açılır ki kişi kendiyle çelişen bir karar vermiş olur. Eğer ki bilgin kişi ehil olanı devlet başına yönetici olarak görmüşse yönetim şekli ister cumhuriyet, ister monarşi, ister olgarşi olsun hüküm sahibi en bilgili olanı başa getirmekten geçer. Buna Plütokrasi deriz. Bakınız filozof okulları başkan seçerken kıdem ve bilgiye dayalı başa geçişler yaparlardı.. Adalet bir alışveriş değil, tamamıyla masumiyeti aramaktır. Ancak algımız adaleti bir terazi olarak simgeler ve kefelerin eşitliğinin adalet olduğunu kafamızda yer ettirir. Bu adalet değildir. Adalet doğa yasalarına boyun bükmek ve bu şekilde yaşamaktır. Sen hiç ahlaka uygun bir kötü durum gördün mü? Ahlaka uygun değilse adalete de uygun değildir. Örnek verecek olursak biri senin evini soydu diye sen başkasının evini soyma hakkına sahip olamazsın. O zaman şöyle demek çok doğru olmaz mı? İyi bir şey her zaman ahlaka uygundur ve yine bu iyi şey aynı zamanda adaletlidir. Burada koşul iyi olmaktan geçer. Yasalar ise insanların gelecek kaygılarından ve güvensizliklerinden ortaya çıkmıştır. Ahlaka uygun olan doğa yasalarıdır. Ancak diğerleri tedbir, korunma vs. gibi durumları simgeler. İlk insandan beni yasalar vardı. Sen benim karıma dokunma bende senin karına dokunmayayım ya da sen benim malımı çalma bende senin malını çalmayayım. Buradaki en akılda kalıcı olan şey yasaların manevi mana taşıması onlara uyulmasını kolaylaştırır. Örneğin Lykurgos Sparta halkına bu şekilde yasaları öğrenmelerini salık verir ve yasaları koyar ki koyduğu yasalar 15 kral boyunca değiştirilmez. Bu da aslında sözlü yasanın yazılı yasadan daha iyi işlediğine kanıt sayılabilir. Sokrates öncesi 7 bilge de dahil olmak üzere Thales’ten Zenon’a kadar bütün filozoflar doğa bilimi, astronomi, fizik gibi konuları ele aldılar ve bu uğurda yaşamlarını sonlandırdılar. Sokrates ayrı mana katıp felsefeye ahlak ve akıl ekledi. Ona göre iyi bilgi iken kötü ise cehaletti. Aristokles yani Platon’da Sokrates öğrencisi olduğuna göre ve Devlet adlı kitabın Sokrates konuşmalarının bir özeti olarak varsayarsak elbette iyinin yani ahlakın her bölümde dile gelmesi çok olağan olacaktır. Ki yukarıda zaten belirttik iyi olan ahlaklıdır diye. Gyges’in yüzük anlatısı da adaletin çok iyi bir zıt görüşlü diyalogudur. Emile Zola’nın da dediği gibi “insan kötülük etmiyorsa fırsat çıkmadığındır,” cümlesi bunun özetidir. O halde şunu demeliyiz. İyi olmak için her şeye sahip olmalıyız. Eğer ki her şeye sahip olamazsak o kişiye iyi demek mantık dışıdır. Örneğin güç sahibi birinin mazluma acıması, örneğin zengin birinin parayı bölüşmesi, elinde silah olanın düşmanını öldürmemesi bir nevi iyi tanımına girebilir. Yani iyi olmak için tam olmak gerekmektedir. Aski halde iyi olmak zorunda kalırız ki, bu rol yapmaktan öteye varmaz. Şimdi sence doğa yasası ile senin deyiminle adliye yasasının arasındaki farkı görebildik mi? Uzatmadan söylemek gerekirse düzen değiştirmeyi planlıyor ve bilgeliğin en iyi yönetici olduğunu bildiğin halde bunu değiştirme gereği duyuyorsan gelecek kaygısı içerisindesindir. Ciddi oranla da kendinle çelişiyorsundur. Hali hazırdaki yasalar yani doğa yasaları zaten insanların refah içerisinde yaşamaları için yeterlidir. Bizans imparatoru Justinyen bunun en iyi örneğidir. Kendisi kendi menfaatleri için bir dizi yasa çıkarmıştır. Ancak kaosa sürüklenmekten kendini kurtaramamıştır. Ve siyaset için en güzel sözü İsokrates söylemiştir; “iktidardan daha zengin değil daha şerefli ayrılmak gerek.” Bu hususta yasa dahi çıkaracak olursak eğer öncelik devletin bekası ve milletin refahını düşünmekten geçtiğini bilmemiz gerekmektedir. Son olarak şunu da söylemek isterim ki; genel olarak insanlar hırsızlık yapmıyorsa tanrıdan korkutuğundan değil polisten korktuğu içindir. Bu da ayrı bir yasa örneği :) Yasanın olmaması için toplumun aşırı derecede iyi ve bilinçli olması gerekmektedir. Böyle bir toplumda herkes üzerine düşen görevi layıkı ile yaparsa yasalara da gerek kalmayacak ve yazılı yasalar silinip gidecektir. Bu şekilde küçük toplumların şuan hala dünya üzerinde olduklarını bilmek bile yarına ümitle bakmayı gerektirir. Aşağıdaki yorumlarda üniversitelerin amaçları hakkında söylediğim şeyin hala gerçek değer olduğunu tekrar söylemek isterim. Akademia’da dahil bütün bu kurumların tek amacı vasıflı insan değil sağlıklı insan yetiştirmektir. Şimdi konu buraya sapınca ise böyle bir ütopyada bilge kişinin başa geçmesinin herkese yarar sağlayacağı ortadadır. Aksi olursa düzen bozmak hatta diğer yönetim şekillerine zemin hazırlamak olur. Devlet kitabında bahsedilen yönetim şekli ise Plütokrasi’dir.
UKALA KRALİÇE okurunun profil resmi
Aklın ziyan görmesin, kitabı bende okuduğum için incelemeni (hiç sıkılmadan) sonuna kadar okudum .Önemli olan bir çok şeyin altını çizmişsin ve çokta güzel detaylı bilgi vermişsin. Şu an düşündüm ben bu kitaba inceleme yazabilirmiyim,. Hayır. Böyle bir yapıta birşeyler söylemek için alt yapı olması lazım.Ya tabiki olmasa da söylenir söylenmesine ama sencileyin ki gibi olmaz bu.Kitabın içine girmişsin . Güzel insan seni tebrik ediyorum.
Tayfun okurunun profil resmi
Sende yazmalısın. Hatta yaz, bekliyorum ben :)
1 sonraki yanıtı göster
Namütenahi okurunun profil resmi
Oturdum yorumunuzu tek tek okudum. Emeğinize sağlık harika şekilde yer vermişsiniz her detaya
Tayfun okurunun profil resmi
Teşekkür ederim. Yorumunuz beni mutlu etti. Keyifli okumalar dilerim.
Zilan okurunun profil resmi
Kitabı bitirdikten sonra yerine oturmayan bazı kısımlar vardı, bu güzel incelemeniz sayesinde daha iyi anladığımı hissediyorum. Emeğinize sağlık, teşekkürler!
Tayfun okurunun profil resmi
Zaman ayırdığınız için ben teşekkür ederim. Muazzam bir kitap okumuşsunuz, dilerim daha iyilerini de okursunuz.
Yonca Karalamaci Baysal okurunun profil resmi
Harika bir inceleme olmuş. Elinize sağlık.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.