Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

464 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Fantastik edebiyatla karıştırılmaması gereken Büyülü Gerçekçilik akımının yanı sıra Kolombiya'nın da kutsal kitabı mertebesine erişmiş muhteşem ötesi bir roman Yüzyıllık Yalnızlık. Nedir Büyülü Gerçekçilik? Gerçekdışı bir olayın oldukça sıradan ve normal şekilde aktarılmasıdır. Ne karakterler ne de okur yaratılan dünya içinde bu gerçekdışı olayı garipsemez. Oldukça normal bir şekilde karşılar. Bu akım sadece edebiyatta bulunmuyor tabii ki. Daha önce bu akım etkisinde bir eser okumamış kişilerin kafasında oturtabilmesi açısından bu türe edebiyat dışında iyi bir örnek, bence topraklarımızdan çıkmış en güzel olaylardan biri olan Leyla ile Mecnun dizisidir. Mecnun sanırım o dönem Şirin'i etkilemek amacıyla Şirin'in en sevdiği yazar olan Dostoyevski'nin kitaplarından birinin ilk basımını bulmaya çalışır. Bu konudaki çabasını nihayete erdiremeyince, rüyasına gelen ve sonradan kendi evlerinde yaşamaya başlayan Aksakallı Dede vasıtasıyla Dostoyevski'nin yanına gider ve kitabın ilk basımını getirmeyi geçtim, Dostoyevski'nin kendisini tutup getirir ve birlikte yaşamaya başlarlar. Dosto'nun ünlü kumar merakı yüzünden borçlanmasıyla birlikte koskoca Dostoyevski borçlarını ödemek için berbat bir Türk dizisinde senaristlik yapmaya başlar. Hiçbir karakter bu olayları garipsemez. Biz de "bu neyin kafası ya" desek bile aynı şekilde dizinin üstüne kurulduğu gerçeklikte bu olayı normal karşılarız. Marquez, Büyülü Gerçeklik akımın etkisinde bir eser yazmasının nedenini zaten kitabın önsözünde anlatıyor: "Büyükannem, en acımasız şeyleri, kılını bile kıpırdatmadan, sanki yalnızca gördüğü olağan şeylermiş gibi anlatırdı bana. Anlattığı öyküleri bu kadar değerli kılan şeyin, onun duygusuz tavrı ve imgelerindeki zenginlik olduğunu kavradım. Yüzyıllık Yalnızlık’ı büyükannemin işte bu yöntemini kullanarak yazdım." Marquez romanına ilerisi için spoiler vererek başlangıç yapıyor. Roman boyunca da bu olayı karakterler üstünden devam ettiriyor. Bu keyif kaçırmaktan ziyade aslında karakterin nasıl bir gelişim yaşayıp o yola gireceğini merak ettirmesi açısından güzel bir taktik. Efsanevi Buendia soyunun, kurucusu oldukları Macondo'ya gelişinden itibaren, şehrin ve Buendia soyunun başlangıcı ve bitişinin yüzyıllık tarihi, ki aslında insanlık tarihi nefis bir şekilde anlatılıyor romanda. Diğerlerine göre öne çıkan ve karakter gelişimi açısından daha iyi yazılmış Buendia'lar olsa bile kitapta net bir şekilde baş karakter olarak nitelendirilecek birisi yok bana göre. Herkes sırası geldiğinde romanın merkezine oturuyor tek tek. Nesiller geçtikçe tüm Buendia soyu ve bu soydan olmasalar bile Buendia soyadını almış kişiler kaçınılmaz olarak aynı olayları yaşıyor. Bu kısır döngüyü güçlendirmek adına yeni doğan nesile aynı adları verip duruyor romanında Marquez. Aynı adları alan kişiler aynı ruh hâline, ilgi alanlarına ve kişisel özelliklere sahip oluyorlar. Kadın, erkek ya da farklı isimlere sahip Buendia sülalesinin tümünü birden kapsayan ortak nokta ise Buendia soyadıyla birlikte kaçınılmaz olarak geliyor görünen yalnızlıkları. Bu Ursula'nın deyimiyle deliler evi olan evde yüz kişi kaldığı dönemde bile Buendia'ların kaçamadığı bir yalnızlık. Her nesilde bir karakter kendine belirlediği bir odak noktasıyla beraber muhteşem bir yalnızlık yaşamaya başlıyor. Biri odaya kapanıyor, biri hayal dünyasına, biri durmadan kefen örüyor, biri eve savaş açıyor, biri keşiflere merak sarıyor. Aynı anda aynı şeyi odağına alıp yakınlaşan iki kişi asla olmuyor. Albay Aureliano gibi geniş kitleleri etkilemiş bir mensubu bile sonunda yalnız kalıp, tek başına ölüyor. Nokta atışı kitap adı seçimlerinde de zirveye oynayan bir kitap oldu benim için. "Bu romanı dikkat ve keyifle okuyan, hiç şaşırmayan sıradan insanlar tanıdım. Şaşırmadılar, çünkü ben onlara hayatlarında yeni olan bir şey anlatmamıştım, kitabımda gerçekliğe dayanmayan tek cümle bulamazsınız." Marquez'in yazdığı önsöz böyle sona eriyor. Aslında insanlık tarihi demiştim yukarıda bu kitap için. Cidden öyle. İlk sayfasından şöyle başlıyor insanlık tarihine: "Dünya öylesine çiçeği burnundaydı ki, pek çok şeyin adı yoktu daha ve bunlardan sözederken parmakla işaret edip göstermek gerekti." Marquez, Buendia ve arkadaşlarının Macondo'ya ulaşması ve onların inşa ettiği evlerin çevresinde bir şehrin doğuşuyla devam ediyor tarihe. Macondo'nun ilk iş kollarının insanlık tarihinin en eski meslekleri kabul edilen fahişelik ve tüccarlık olması da gülümseten detaylar. Melquiades’in mallarını satın alırken ortada para denen bir şey yok. Takas yöntemiyle alışveriş yapılıyor. Daha sonra Jose Arcadio Buendia'nın odasında bilimsel keşiflere gömülmesiyle bu hızlandırılmış insanlık tarihi devam ediyor. Keşfettiği şeylerden birini çocuklarına şu şekilde anlatıyor: "Dünya yuvarlak, tıpkı bir portakal gibi." Sonra hiç ihtiyaç duyulmuyorken Macondo'ya din geliyor birden. Hemen ardından ayrılmaz parçası olan devlet kapak atıyor Macondo'ya. Farklı görüşlerin çatışması ve oy kullanılırken yapılan hilelerin ardından başkaldıran, devrime kalkışan halk, teknolojik gelişmeler, coğrafi keşifler ve salgınlar. Kapitalizmin doğuşu. Mutlu, huzurlu ve refah içindeki şehre yabancıların gelmesiyle yerel halkın birden yabancı konumuna düşerek fakirleşmesi gibi binlerce yıllık insanlık tarihinde yaşanmış dönüm noktalarını tek bir şehir içinde ve yüzyıllık bir zaman diliminde önümüze seriyor Marquez. İnsanlık tarihinin yanı sıra Kolombiya'nın, İspanya'dan bağımsızlığını ilan etmesi sonrası yaşanan iç savaş ve 1928'de Muz işçilerinin katliamı gibi kendi ülkesinin tarihini de romanda işliyor. Bunları öyle ustalıkla yapmış ki hayran olmamak elde değil bu adama ve yazdığı romana. Ufak bir eleştirim kitaba değil ama kitap altında gördüğüm bir hadise ile ilgili. Yakın zamanda okumayı planladığım bir kitabın incelemesini gördüğümde incelemeyi okumamaya çalışıyorum genelde. Eğer kitabı okurken inceleme yazmaya karar verdiğim bir kitapsa, inceleme yazmadan önce nitelikli bir incelemeye denk gelip, etkilenerek, aynı şeylerden bahsetmemek adına incelememi bitirmeden diğer incelemeleri kesinlikle okumuyorum. Kaldığım sayfa sayısını güncellerken, en üstteki incelemenin başlangıcı dikkatimi çekti ve bu kitabın sitede en beğenilen incelemesini okumuş bulundum. Burada hiçbirimiz edebiyat eleştirmeni değiliz. İnceleme konusunda belli bir standart isteyen kitleyi de saçma bulduğumu söyleyeyim. Kimi o romanın yazılma nedenini anlatır, kimi yazarı, kimi kitabın yazılmasına etki eden tarihsel arka plana ışık tutar, kimi sadece kitabın hissettirdiği duyguları ve bu duyguları kitapta bulunan hangi olayların ya da kısımların hissettirdiğini anlatır, kimi de hayatından o romanla özdeşleştirmiş olduğu bir bölümü ya da romanın konusuyla paralel bir anısını anlatır. Tek bir açıdan yapılmış yüz tane çok iyi inceleme yerine, çok iyi olmasa bile farklı açılardan yapılmış incelemeleri kendi adıma daha yararlı buluyorum. Ama bu kitabın sitedeki en beğenilen incelemesi nereden bakarsanız bakın bir inceleme değil. Ancak kitap okuma durumunu, okudum olarak işaretledikten sonra durumun altına yazılabilecek bir yorumdan öte değil. Kitap hakkında bilgi taneciği bile içermeyen, sadece yazarın Nobel ödülü aldığı, konunun hiçbir yere gitmediği ve bu kitabı yarım bırakmadan bitirenin kendini tebrik etmesiyle ilgili (inceleme demeye dilim varmıyor) bir iletiye yüzlerce beğeni gelmiş. Kitabı bitiremeyen ne kadar kişi varsa incelemenin altında ve sanki inceleme sahibi dünyanın tartışmasız bir numaralı edebiyat otoritesiymiş gibi "işte bu be, demek yanılmamışım, 50. sayfada bıraktım ben de" tarzı yorumlarla kültürel bir vicdan rahatlaması yaşıyor. Kimse herhangi bir kitabı birileri beğendiği, genel olarak övüldüğü ya da yazarı ödül aldığı için beğenmek zorunda değil tabii ki. Ama incelemeye kitap hakkında böyle keskin yorumlarda bulunmak için kitabı önce bitirmek ve kitabı beğenmediysen ve incelemende bunu belirtiyorsan nedenlerini de yazmak gerekir diye düşünüyorum. He yine yapabilirsin bu tarz bir inceleme, neden belirtmek zorunda değilsin. Ama dünya genelinde farklı edebiyat otoritelerince övülen ve çoğu iyi listede mutlaka okunması gerektiği belirtilen bir kitabın, bu sitede en çok beğeni alan, en tepedeki incelemesinin kitap hakkında hiçbir şey içermemesi benim için üzücü ve rahatsız edici. İyi okumalar herkese.
Yüzyıllık Yalnızlık
Yüzyıllık YalnızlıkGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202036,2bin okunma
··1 alıntı·
1.185 görüntüleme
Ayşe* okurunun profil resmi
Bu kitabı okuyamayıp yarım bırakan hatayı kendinde arasın madem herkes kendi fikrini edebiyat otoritesi gibi söylüyor, buyrun hodri meydan :D en üstteki yoruma gelince söylemek istediğim çok şey var ama lüzum yok. Kitabı beğenmiş ve okumuş olmana sevindim, çok büyük romancı Marquez. Ağzına sağlık Numan :)
Numan okurunun profil resmi
O kadar ağır verip veriştirmek istemedim hahaha. Ama beğenmeyen de cidden ne bileyim. Kesinlik çok büyük bir yazar. Okuduğun ve yorumun için teşekkürler Ayşe. 🤘
Kaan okurunun profil resmi
Her gün olmasa bile iki üç günde bir sitede özellikle yapılan incelemelere göz gezdiriyorum. Beğendiğim ve faydalandigim inceleme çok çok az oluyor ve çoğunlukla bu incelemelerin sahipleri aynı kişiler oluyor, bunlardan birisi de sensin hocam. Yine çok güzel ve emek sarfettigin bir inceleme olmuş. Sürekli incelemelerine güzel diyorum, neden güzel buldugumu genel olarak bir iki sözle ifade edecek olursam(gelip salt sadece sen inceleme yaptın diye beğeniyorum sanilmasin) bir kere okuduğum bir kitap ise kitaba farklı açıdan bakmami sağladığı için veya kitaptan aynı noktalara mi dikkat etmişim veya aynı noktalarda aynı veya farklı mi düşünmüşüm gibi etmenlerden dolayi oldukça faydali buluyorum. Okumadigim bir kitap ise de kitap hakkında ön bilgi edinmiş oluyorum. İnceleme noktasındaki görüşlerine katılıyorum. Bir ara garipsiyordum bazı incelemeleri ancak hiçbirimiz bu işte profesyonel değiliz ve herkes de belli bir tarzda inceleme yazacak diye bir şey de yok. Ne kadar farklılık olursa o kadar faydali olabilir. Leyla ile Mecnun çok sevdiğim bir dizidir, incelemede ona da yer vermen çok hoşuma gitti hocam :) Büyülü gerçekçilik ile yazılmış diğer önemli bir eser
1Q84 (Tek Cilt)
1Q84 (Tek Cilt)
ancak Yüzyıllik Yalnizlik'a göre bence çok asagida kalan bir eser. Ancak kendini okutmayi başarıyor.
Numan okurunun profil resmi
Karşılıklı düşünceler içerisindeyiz hocam. Odak noktasını nasıl belirlemiş olursa olsun kitabın güzel bir noktasına dikkat çeken ve merak uyandıran incelemelerin her türlüsüne tamamım ben. Eleştiriyorsa da salt eleştiri değil, sebepler öne sürerek eleştirsin. Herkes aynı kitabı beğenmek zorunda değil. Bu her yazar için geçerli. L&M candır tabii ki. 🤘 1Q84 listemde. Sana da danışmıştım o kitapla ilgili. Bir ara okuyacağım kesinlikle.
Bu yorum görüntülenemiyor
Neşe okurunun profil resmi
Çok severek okuduğum kitaplardan biriydi. İncelemeniz de öyle oldu. Teşekkürler. Takipçi, beğeni ve inceleme konusunda yazdıklarınıza katılıyorum. Bu sitenin salgın hastalığı da bu olsa gerek.
Numan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler Neşe Hanım. Maalesef sitenin hızla yayılan ve ilacı da bulunmayan bir salgın hastalığı dediğiniz gibi. Umarım azalarak biterler.
Bu yorum görüntülenemiyor
Achilles okurunun profil resmi
İncelemelerini seviyorum, teşekkürler.
Numan okurunun profil resmi
Okuduğun için ben çok teşekkür ederim. 🤘
Ömer okurunun profil resmi
Kız güzelse kim ne yapsın incelemenin kalitesini :) İncelemelerini zevkle okuduğum birkaç kişiden birisin. Hem uzun hem de dolu dolu yazıyorsun, tebrikler ve teşekkürler. (Genelde beğenilen uzun incelemelerin büyük kısmı hayat hikayesi içerince pek ilgimi çekmiyor)
Numan okurunun profil resmi
Orası öyle hocam kesinlikle. Bir de hesabı açar açmaz 20 bin kişi takip edip, %25 geri dönüş oranıyla 5 bin takipçiye ulaşan ve incelememesine yüzlerce beğeni gelenleri de es geçmemek gerekiyor. Yorumun, değerli düşüncelerin ve okuduğun için ben teşekkür ederim. 🤘
barış okurunun profil resmi
Net şekilde okuduğum en başarlı incelemelerden biriydi, emeğine kalemine sağlık, incelemeler konusundaki eleştirin de bana göre tam doğru kitap üzerinden nokta atışı, tebrik ediyorum
Numan okurunun profil resmi
Çok teşekkürler güzel düşüncelerin için. Zaman ayırıp okuduğun için ben teşekkür ederim. 🤘
.Z. okurunun profil resmi
Ne kadar doğru bir noktaya değinmişsiniz bahsettiğiniz durumdan ben de son derece rahatsız olmuştum. Nobel almasını bile farklı konulara bağlamışlardı.Her şeyiyle mükemmel ve özgün bir eserdi. Şahsen ben doğru değerlendiremeyecek ve eleştiremeyecek yetersizlikte hissettiğim için kendimi insanları da yanlış yönlendirmemek, yazarın emeğini de gasp etmemek adına henüz hiçbir esere puan bile vermedim sadece beğeniyorum ama maalesef çoğumuz büyük eserlere büyük haksızlıklar yapmaktan çekinmiyoruz.
Numan okurunun profil resmi
Ben de kitabı beğensem ya da beğenmesem bile puanlama yapmaktan kaçınıyorum uzun süredir. Beğendi olarak işaretliyorum. Çünkü o kitabın zamanı gelmemiş olabilir, o an içinde bulunduğum psikolojiyle belki 2 puan az ya da fazla vermiş olabilirim ve en önemlisi kafamda mantıklı ve hakkaniyetli bir puan skalası oluşturamıyorum. Zaten burada verilen puanlarla oluşan ortalamanın pek bir değeri yok. Nitelikli okur da veriyor, dümdüz okuyan da veriyor. Benim puanım da eksik kalsın. Okuduğunuz ve yorumunuz için çok teşekkürler.
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.