Zamanına göre çok güzel bir distopya. -Sürprizbozan uyarısıdır olmaya da bilir şu an ne yazacağımdan henüz emin değilim gelişine gidiyorum- Baskılara karşı başkaldırı, aslında tam olarak başkaldırı da değil. Baskılar o kadar üst seviyede ki başkaldırı zaten karakterlerin aklına bile getirilemiyor. Yani aslında başkaldırıların bile baskılanmasını anlatıyor. Neyin gerçek ya da doğru olduğunun karakterlere dayatılması üzerine bir anlatımı var. Yani karakterler doğruyu ya da gerçekleri sorgulayamıyor. Ancak olay, karakterlerin sorgulama becerilerinin olmaması değil baskılardan dolayı doğru olan şeyin sorgulamamak olduğu öğretiliyor. Aslında ilk başta aklıma Kuzey Kore'yi getirdi. Ancak işte Kuzey Kore'nin aklımıza gelmesinin de sorun olması bu kitapta vurgulanmak istenen şey. Zira neden Kuzey Kore geliyor aklımıza çünkü medya, dersler ya da diğer kaynaklar Kuzey Kore'nin kendi içerisinde çok kapalı bir yapısının olduğunu söylüyor bize. Biz de "sorgulamadan" evet Kuzey Kore gerçekten çok kapalı halkına zulmeden, devlet başkanları öldüğünde ağlamayanı hapse atan bir ülke olarak kabul ediyoruz ve aksini düşünmüyoruz, sorgulamıyoruz. Kuzey Kore gerçekten bunları yapıyordur ya da yapmıyordur anlatmak istediğim o değil. Yani bazı şeyler bize o derece dayatılıyor ki sorgulama yeteneğimiz farkında olmadan elimizden alınıyor. Kitabın asıl anlatmak istediği ya da benim anlamak istediğim şey her zaman her şeyi sorgulamak gerektiği. Bunun sonucunda bize dayatılan şeyle aynı sonuca ulaşıp ulaşmamamız da önemli değil. Önemli olan her türlü baskıdan etkiden kurtulup soruyu kendimize sorabilmek. Biraz filozofvari oldu gibi. Kitapla ilgili de aklıma takılan bir nokta var.-Sürprizbozan'ın dibi geliyor şimdi- Kitabın en sonlarında ana karaktere 2+2 eşittir kaç ediyor diyorlar. Kitabın bildiğim kadarıyla 2 farklı baskısı var. Baskının birinde ana karakter 2+2=4 yazıyor ki bu, ana karakteri baskıladıklarını düşünseler de içinde hala doğru olduğuna inandığı şeylere inanmaya devam ettiğini ve sadece gerçekleri söyleme özgürlüğünü baskıladıklarını gösteriyor. Ancak benim okuduğum baskıda önsöz vardı. Orda; kitabın bir baskısında 2+2=4 yazıyor olsa da bu tamamen teknik olarak matbaada bir harfin yanlışlıkla tablaya düşmesinden dolayıdır, kitabın gidişatına ve orjinaline göre ana karakter 2+2 sorusuna 5 diye cevap vermektedir diyor ki bu durumda da baskıların ana karakteri gerçekten değiştirdiğini gösteriyor. Hangisi doğru bilmiyorum ancak gönül 2+2=4 demesinden yana olsa da gerçekten 2+2=5 demesi kitabın anlattığı baskıcı ortamın yansıtılması açısından daha doğru geliyor. Bu sırada kitabı okuyalı baya oldu 2+2 ile ilgili kısımda sorun olmasa da ufak ayrıntılarda hatalar olabilir. Mazur görün. EK Düzenleme; kitabın dili o kadar akıcı değil. Özellikle kısaltmalar ile ilgili kısımlarda bu neydi ya diye düşündürüyor insanı. Ama roman olarak olmasa bile insanın kendini geliştirebilmesi açısından çok güzel bir kitap.

1984George Orwell · Can Yayınları · 2023167,4bin okunma

·

2 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Murat Yılmaz