Gönderi

O gün, Eyüp sırtlarında gezerken, iki yanında uzun selvi ağaçlarının dizili olduğu, yığma taşlarla örtülü alçak bir duvarla çevrelenmiş eski bir mezarlığın yanından geçiyorlar. Eski ve uzun ezan seslerinin yanından geçiyorlar. Eskiden, sevdiklerini uzağa göndermeye kıyamayan mahallelilerin ölüleriyle koyun koyuna yattıkları alçakgönüllü mahalle mezarlıklarının yanından geçiyorlar. O iki yanı, aralarında salkım saçak otların boy verdiği yığma taşlarla örülü, iki yanı uzun selvilerin koyu gölgeleriyle ve yabani otların başıboş yeşilliğiyle kuşatılmış, Boğaz'ın tuzlu rüzgarlarını saklayan sık ağaçlı koruluklara doğru kıvrıla kıvrıla tırmanan o dar patika yoldan, eski ölülerin yeni hayatlarının yanından geçiyorlar. Ölümün Müslüman huzurunun yanından geçiyorlar.
Sayfa 158 - Metis Edebiyat
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.