Kitabın fazlasıyla abartıldığı kanaatindeyim. Kitabın çok iyi olduğu algısının oluşmasının birkaç sebebi var: 1-)İnsanlardaki Atatürk tabusunun kitabı eleştirel,objektif tahlil edememelerine yol açması. 2-)Kitabı, Türkiye'nin çok okunan ünlü bir köşe yazarının yazmış olması. 3-)Kitap piyasaya çıkmadan önce Özdil'in kitabı için deyim yerindeyse pazar oluşturmak adına "10 yıl çalıştım" "Mustafa Kemal'i hiç böyle okumadınız" gibi iddialı cümleler kurması. Tüm bu etkenler bahsettiğim algının oluşması için bir alt yapı sağlıyor. Kitapla ilgili yorumlarıma gelecek olursak kitapta herhangi bir kaynak kısmına yer verilmemiş olması çok büyük bir eksiklik. Doğal olarak bu durum eleştirilerin de ortak noktası oldu. Siz türü tarihi de kapsayan bir kitap yazmışsınız ve Atatürk'ün bilinmeyen özelliklerini, Atatürk'ün doğru bilinen yanlışlarını anlatmak gibi bir gaye edinmişsiniz. Böyle bir durumda kaynak belirtmezseniz yazdıklarınız maalesef havada kalır. Bu yüzden kaynak olmaması en önemli mesele. Kitapta bana göre birçok gereksiz detaya yer verilmiş ve bu da kitapta atlayabileceğiniz bazı bölümlere imkan sağlıyor. Misal Atatürk'ün kaldığı bir yerle ilgili verilen detaylar bende imgesel bir dünya oluşturmaktan ziyade haczedilecek bir evdeki eşyaların memur tarafından kayda alınması gibi bir etki yarattı. Bu tarz bölümleri atlamanız gidişatta hiçbir kopukluğa sebep olmaz, kesinlikle rahat olabilirsiniz bu konuda. Kitap Özdil'in köşe yazılarından alıştığımız üslubuyla kaleme alınmış. Hatta öyle ki kitabı, Yılmaz Özdil'in olayları kronolojik olarak derlediği yüzlerce köşe yazısının birleşimi olarak hayal edebilirsiniz. Yalın, sade bir dili var. Ve hazmı çok kolay bir kitap. Zira kitabın 500 küsur sayfa olması gözünüzü korkutmasın birkaç oturumda bitireceğiniz türden bir kitap, Mustafa Kemal. Bu yönüyle de toplumun her kesimine hitap eden bir kitap aslında. (Kitabın popülerleşmesini sağlayan bir faktör de budur.) Yer yer sırf Atatürk bu alanda da dünyada ilk ve tekti diyebilmek için saçma sapan örnekler verilmiş, kitapta. Ör/ "Kadınları özgürleştiren adam, ölümünden 15 yıl sonra bir kadın tarafından yanağı okşanarak uğurlanıyordu. Pek çok özelliği gibi bu konuda da dünya tarihinde ilk ve tekti." Böylesine şatafatlı anlatılan olay tıp profesörü kadının (Kamile Şevki Mutlu'nun) Atatürk'ün ölü bedenine dokunmasından ibaret. Tamam, insanlara Atatürk'ü sevdirmek gibi bir amacınız olabilir. Ama bunu da ilk ve tek diye anlatmazsın yani. Kitabın sonunda yer alan Atatürk'ün doğumundan ölüm yılına kadar olan sürenin belli yıl aralıklarına bölünmüş hali gene benim için gereksiz bilgiler yığınından fazlası değildi. Çünkü yazılanlar ne M.Kemal'i fikirsel olarak daha iyi anlamamızı sağlıyor ne de o dönemlerdeki dünya siyaseti hakkında bilgi veriyor. Yukarda atlayabilirsiniz diye bahsettiğim bölümler tam olarak kitaptaki bu tarz bölümler. Bu sayfalarda verilen bilgiler benim için Youtube'da "herşey dahil" , "iyi fikir" minvalindeki kanalların videolarının yarattığı etkiyle aynı. (her şey kanalın isminden dolayı bitişik yazılmıştır, lütfen hemen fevri davranmayınız.) Sonuç olarak kitabı önerir miyim ? Hayır. Mustafa kemal, Atatürk'le ilgili okuduğum tek kitap olduğu için size şunu okuyun diyemiyorum maalesef. Ama Atatürk'le ilgili onca kitap varken zamanınızı bu kitaba ayırmanızı tavsiye etmem.

Mustafa KemalYılmaz Özdil · Kırmızı Kedi Yayınevi · 201814,1bin okunma

·

1 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Kendi Halinde Okur